Filtreler
Bir “Avrupa” Azınlığı Olarak Batı Trakya Türkleri

Çakmak, Gizem Alioğlu

Article | 2018 | İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi5 ( 2 ) , pp.149 - 168

Batı Trakya Müslüman Türkleri, 1923’ten günümüze kadar pek çok sorunla veayrımcılıkla karşı karşıya kalmış, özelikle Türk-Yunan ilişkilerinin Kıbrıs Sorunusebebiyle bozulduğu 1970li yıllar sonrasında ayrımcılığın ve sorunların şiddeti artarakdevam etmiştir. Bu sorunların başında, etnik kimliğin reddi, eğitim, vatandaşlıktan ıskat,din ve vicdan hürriyeti ve buna bağlı müftülük sorunu, kurumların kontrolü sorunu,demografik yapının değiştirilmesi, ifade özgürlüğüne sınırlamalar gelmektedir. Ancak,1990’ların son yarısında ve 2000’li yıllarda Yunanistan’da azınlık hakları konusundaolumlu gelişmeler meydana gelmiştir. Bu bağlamda, azınlığ . . .ı mağdur eden tümsorunların çözümü sağlanmasa bile bazı alanlardaki gelişmeler incelemeye değerdir. Buçalışmanın amacı 1990’lardan itibaren Yunanistan’daki azınlık hakları konusundaAvrupalılaşma ve Avrupa kurumlarının etkisini analiz etmektir. The Turkish Muslim Minority in Western Thrace has been subject todiscriminative practices and human right violations since 1923. Especially after the1970s, when the Turkish-Greek relations deteriorated due to the Cyprus Problem, thesituation for the Minority worsened dramatically. The most significant problems of theMinority are; the denial of ethnic identity, education, de-nationalization of the minoritymembers, freedom of religion and the election of Muftis, the problem concerning thecontrol of the Minority institutions, demographic changes, and the freedom ofexpression. Since the late 1990s and throughout the 2000s, considerable positivedevelopments in minority rights have been taking place in Greece. Despite theliberalization of minority rights and softening of the discriminative measures andrepressive policies, as the fundamental problems of Western Thrace Turks still persist,this process is worth examining. The aim of this study is to examine the role of Europeanization and European Institutions on the minority rights in Greece startingwith the 1990s Daha fazlası Daha az

NARSİSİSTİK KİŞİLİK ENVANTERİ AÇISINDAN ÖZÇEKİM YAPMA TUTUMU ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Öngün, Erdem | Demirağ, Aşkın

Article | 2018 | Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi20 ( 2 ) , pp.71 - 88

Sosyal paylaşım ağları bireylerin kendilerini sunma ve temsil etme konusundatamamen yeni bir yöntem ortaya koymaktadır. Bu sanal araçlar kişilik ve kimlikçözümlemeleri açısından yeni bir çalışma ve ilgi alanı doğmasına yardımcı olmuştur.Geleneksel anlamda kişisel portre diğer adıyla vesikalık resim, dijital teknolojileringelişmesi sayesinde yeni adıyla „özçekim?, yeni bir fotoğraf çekme eylemi olarak ortayaçıkmıştır. Sosyal medya araçları üzerinden yayılan özçekim basit bir fotoğraftan çok birifade, kimlik, davranış ve tutumun dışa vurumudur. Bireylerin kendini ifade etme vegerçekleştirme eyleminin başka bir boyutu olan sosyal medya . . ., özçekim yapma açısından dakendini gösterme davranışının başka bir boyutudur. Bu durum kuşaklar olarak daadlandırılan yaş grupları açışından farklılık gösterebilmektedir. Bu çalışmada katılımcılarınözçekim yapma tutumları ile onların narsisistik eğilimleri arasındaki ilişki istatistikselyöntemler ile incelenmiştir. Çalışmanın bulguları rastgele seçilen toplam 574 katılımcınınözçekim yapma tutumu ve Narsisistik Kişilik Envanteri (NKE-16) olarak iki bölümdenoluşan çevrimiçi anket sorularına gönüllü olarak verdikleri cevaplardan oluşmaktadır.Çalışmanın sonunda yaptıkları özçekimleri paylaşan katılımcıların bunu aslında ilgi vedikkat çekme gibi narsisistik bir eylem içerisinde gerçekleştirdikleri bulgulanmış ve ilgilisonuçlar tartışılmıştır. Social sharing networks put forward a completely new method throughwhich individuals present and represent themselves. Those virtual tools help a new field ofstudy and interest to emerge in terms of the analysis of personality and identity. Intraditional sense, personal portrait, in other words, passport photo has evolved into “selfie(self-image) as new action of taking photos thanks to the development of digitaltechnologies. Disseminating on social media instruments, selfie is more than a simplephoto; it is rather a manifestation of an expression, identity and attitude. Social media,which is another dimension of individuals? actions to express and realize themselves, interms of taking selfies, is also a new dimension of individuals? behaviour to exhibitthemselves. This situation displays variations among age groups that are also called “generations”. This study researches into the relationship between participants? attitudes oftaking selfies and their narcissistic tendencies by using statistical methods. The findings ofthe study consist of two parts in which participants voluntarily answered related questionson an online survey tool. The first part is about a total of randomly selected 574participants? attitudes of taking selfies. The second part is about Narcissistic PersonalityInventory (known as NKE-16). The study results show that participants who share selfiesthey took are actually doing this to attract attention and raise interest as a part of narcissisticbehaviour. The results were also discussed in the final part of the study Daha fazlası Daha az

Determining the Relation between Turkish Middle- School Students’ Internet Addiction and Perceived Social Support from Family

Işık, Işıl | Ergün, Gül

Article | 2018 | Addicta: The Turkish Journal on Addictions5 ( 3 ) , pp.527 - 542

The purpose of this study is to determine the relation between middle-school students’ Internet Addictionlevels and their perceived social support from family. The study has been conducted in the cross-sectionaldescriptive design, and data were collected from 3,391 students in the 5th-8th grades at 23 middle schoolsunder the Directorate of National Education in the city of Burdur and its central villages. A personalinformation form, the Internet Addiction Scale, and the Social Support Received from the Family Scale havebeen used for collecting data. After making the necessary explanations to the students, an informed consentform was . . . sent to their parents/legal guardians; students who returned these forms were included in thestudy. The quantities, percentages, averages, and standard deviations, which are among descriptive statisticalmethods, have been used in evaluating the data. Pearson’s correlation and regression analysis were appliedover the study’s continuous variables. Of the students in the study, 4.6% were observed to have Internetaddiction at a pathological level. The factors influencing Internet addiction have been determined as: lack ofsocial support received from family, being male, low school success, having a high weekly allowance, beingin higher grades, and being online frequently. The rate of internet addiction is higher in this group andfound to relate to the perceived support from family Daha fazlası Daha az

GLOBAL GOVERNANCE: KEY FOR REMEDYING DAMAGES OF GLOBALISATION

Binay, Murat | Yıldız, Salih Serkan

Article | 2018 | Türk İdare Dergisi2 ( 487 ) , pp.459 - 484

Global governance has been the result of the competitive pressure ofeconomic globalization within the development occurred aftermath of thecold world era. To reduce the costs and make more efficient, these pressureshave mainly focused on state institutions. By increasing economic efficiencyand growth and therefore creating the potential to increase the well-being ofall nations, globalization could not fulfill this aim because of the fact that, thecurrent globalization process lacks effective and democratic governance. In aworld in which the nation states that is still important, governance of globalizationhas been carried out by nat . . .ional level governance. In this process, partiallyor completely loss of the power of the determining actors of social policy hasled to the rise of uncertainty and concern in the new era and concerns, whilebringing the issue of social policy governance. Global governance is describedas global civilization and key for the global chaos. Without understanding thereasons of global chaos, the problem cannot solved. The destruction created bythe phenomenon of globalization should be examined and resolved in terms ofboth international relations and social policy.The results of overwhelming majority of the studies show that as a resultof globalization income inequality has increased both within and betweencountries in the world. However, globalization impact on inequality is stronger inthe developing countries than in the developed countries. In fact these studiesassert that for sustainable peace at world level a working and influential globalgovernance system should be built and maintained in effect.By the way in this study governance concept analyzed by these componentsand social dialogue is found as the solution key. Global governance has beenproposed as a solution to global peace, income distribution and rule of law. Küresel yönetişim, soğuk savaşın ardından ortaya çıkan gelişmeler içindeekonomik küreselleşmenin rekabetçi baskısının sonucu olmuştur. Maliyetleriazaltmak ve daha verimli hale getirmek için, bu baskılar esas olarak devletkurumlarına odaklanmıştır. Ekonomik verimliliği ve büyümeyi artırarak vedolayısıyla tüm ulusların refahını artırma potansiyelini hedefleyen küreselleşme,sürecinin etkin ve demokratik yönetişimden yoksun olması nedeniyle yetersizkalmıştır. Ulusun hâlâ önemli olduğu bir dünyada, küreselleşmenin yönetişimiulusal düzeyde yönetişim tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte, sosyalpolitikanın belirleyici aktörlerinin gücünü kısmen veya tamamen kaybetmesi,sosyal politika yönetişim meselesini gündeme getirirken, yeni dönemde endişeve belirsizlik doğmasına yol açmıştır. Küresel yönetişim küresel uygarlık olaraktanımlanır ve küresel kaos için anahtardır. Küresel kaosun nedenlerini anlamadan,sorun çözülemez. Küreselleşme olgusu tarafından yaratılan yıkım, hem uluslararasıilişkiler hem de sosyal politika açısından incelenmeli ve çözülmelidir.Yapılan çalışmaların büyük çoğunluğunun bulgularına göre, küreselleşmesürecinde, gelir dağılımındaki eşitsizlik hem ülkeler içinde hem de ülkelerarasında artmıştır. Ancak, eşitsizlikteki artışın gelişmiş ülkelere nazarangelişmekte olan ülkelerde daha fazla olduğu saptanmıştır. Ancak, eşitsizliktekiartışın gelişmiş ülkelere nazaran gelişmekte olan ülkelerde daha fazla olduğusaptanmıştır. Ayrıca bu çalışmalar uluslararası ilişkiler teorilerinin kalıcı barışiçin sunduğu düzenlemelerin küresel düzeyde işleyebilen bir yönetişim sistemiylegerçekleşebileceğini ileri sürmekte, etkin bir küresel yönetişimin dünya barışı içingerekli olduğunu savunmaktadır.Bu çalışmada bu bileşenlerle analiz edilen yönetişim kavramı ve sosyaldiyalog çözüm anahtarı olarak bulunmuştur. Küresel yönetişim, küresel barış, gelirdağılımı ve hukukun üstünlüğü için çözüm olarak önerilmiştir Daha fazlası Daha az

IN THE CONTEXT OF TOURISM MARKETING G20 COUNTRIES’ INSTAGRAM ACTIVITIES

Özarslan, Kübra | Alpaslan, Bahtiyar Ahu

Article | 2018 | Turkish Studies (Elektronik)13 ( 29 ) , pp.95 - 106

Today, social media is used as an effective tool in many aspectssuch as tourism marketing, destination marketing, country branding,country image creation etc. and virtual cultural contents associated withcountries are produced through these platforms. In this study, whetherthe Instagram, which is today a quite popular social media platforms inpromoting Turkey as an important world tourism destination, was usedas an effective tool or not was investigated. To find answer to thisquestion, the performance of Turkey's official tourism website inInstagram platforms was compared with the performance of officialtourism pages of other leadin . . .g countries of the world. Thus, it was triedto determine the place of Turkey in the World rankings. In the research,the Instagram performances of forty three countries- the members of theEU and G20- (Austria, Belgium, Bulgaria, Czech Republic, Denmark,Estonia, Finland, France, Cyprus, Croatia, Netherlands, Ireland, Spain,Sweden, Italy, Latvia, Lithuania, Luxembourg, Hungary, Malta, Poland,Portugal, Romania, Slovakia, Slovenia, Greece, United States, Argentina,Australia, Brazil, China, Indonesia, South Africa, South Korea, India,Japan, Canada, Mexico, Saudi Arabia, Russia, Turkey) were examined.The Instagram performance in this study was the number of posts thatwere shared through Instagram and called virtual cultural content.According to the result of the research, Turkey takes its place in thesecond rank in the sampling of the countries, which share the contentsvia Instagram. It is observed that Australia, which is the first in ranking,created twice as much visual cultural content compared with Turkey. Günümüzde sosyal medya, pazarlama iletişimi staretjileridoğrultusunda turizm pazarlaması, destinasyon pazarlaması, ülkemarkalaşması, ülke imajı oluşturma vs. gibi pek çok konuda etkin biraraç olarak kullanılmakta ve bu platformlar aracılığıyla sanal kültüreliçerikler üretilmektedir. Bu çalışmada, dünyadaki önemli bir turizmdestinasyonu olarak Türkiye’nin tanıtımında günümüzde oldukçapopüler bir sosyal medya platformu olan Instagram’ın etkili bir araçolarak kullanıp kullanılmadığı sorusuna yanıt aranmıştır. Bu sorununcevaplanabilmesi için Türkiye’nin Instagram platformunda yer alan resmiturizm sayfasının etkinliği ve dünyanın diğer önde gelen ülkelerinin resmiturizm sayfalarının etkinliği kantitatif bir yöntemle incelenmiş vekarşılaştırılmıştır. Böylece Türkiye’nin dünya sıralamasındaki yerisaptanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemi, AB üyesi ve G20 üyesikırk üç ülkeden (Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, ÇekCumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, GKRY,Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Letonya,Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya,Slovakya, Slovenya, Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin,Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Güney Kore,Hindistan, Japonya, Kanada, Meksika, Suudi Arabistan, Rusya, Türkiye)oluşmaktadır. Araştırmanın sonucuna göre, etkinlik sıralamasındaAvustralya birinci Türkiye ise ikinci olmuştur Daha fazlası Daha az

INTERNATIONAL MIGRATION: THE FORMATION OF THE IMAGE OF TURKEY AND TURKS IN THE USA

Görgün, Melih

Article | 2018 | Turkish Studies (Elektronik)13 ( 22 ) , pp.239 - 250

The individuals choose to migrate in order to find better livingconditions and life standards. Migration processes may be inevitable,voluntary, permanent, or temporary. The individuals may be considereddifferent in the location, to which they have migrated. The perception ofthe citizens in the target country is an important dynamic constitutingmigrants’ image in the country, in which they emmigrated.Another important aspect is how the migrants perceive their newlives. The image of migrants in the receiving country is closely relatedwith their culture, educational status, knowledge, skills, and many othercharacteristics. There are al . . .so different perspectives in the nature ofmigration. In other words, migration movements are highly related withdifferent disciplines as economy, culture, security, society and so on. Inother words, especially in the perspective of international migrationmovements, different cultures and structures meet in the samegeography.In the international relations, the internal dynamics of the term“image” include different ingredients as the relationship and the tensionbetween the states, treaties, politically or economically historicalbackgrounds, the quality of the migrants in the terms of education,knowledge, skills etc. and the perception of both citizens about differentcultures.In the present study, the image of Turkey and Turks in the USA willbe analyzed and how the individuals, who have migrated from Turkey to the USA, have created their image in their new environments will bediscussed from a historical aspect. Bireylerin göç hareketlerinin en önemli sebeplerinden biri, şüphesizdaha kaliteli bir yaşam sürdürebilme isteğidir. Göç hareketleri çeşitlişekillerde gerçekleşebilir. Ulus içi, uluslararası, kısa süreli, uzun süreli,kalıcı, geçici, mevsimlik gibi birçok alt kategori, göç hareketlerinindoğasını anlamakta bizlere yardımcı olabilir. Bireylerin göç ettiklericoğrafyadaki toplum ve bu toplumun algısı, göçmenlerin bu coğrafyadaoluşturacakları imaj ile yakından ilgilidir.Bu imaj aynı zamanda göç eden bireylerin o zamana kadar yaşadığıhayat, değerleri, gelenekleri, kültürleri, bilgileri, eğitim seviyeleri ile deyakından ilgilidir. Özellikle uluslararası göç hareketleri, ekonomi,toplum, güvenlik, sağlık ve toplum gibi farklı disiplinlerle de ilişki halindeolduğundan konunun içeriği biraz daha karmaşık görülebilir. Bir başkasöylemle, uluslararası göç hareketleri, farklı toplumları, farklı kültürlerive farklı dünya görüşlerini aynı coğrafyada birleştiren bir yapıdaolmaktadırlar.Uluslararası ilişkiler perspektifinden ele alındığında, “imaj”kavramı birçok farklı dinamiği de içinde barındırır. Ülkeler arası ilişkiler,gerilimler, antlaşmalar, ekonomik ya da siyasi açıdan tarihsel altyapı, göçeden bireylerin eğitim kalitesi, bilgi ya da yetenek seviyeleri ve şüphesizher iki ülkeye mensup bireylerin algı seviyeleri bu dinamiklerden sadecebazılarıdır.Bu çalışmada Türkiye’den Amerika’ye göç etmiş bireylerin, zamaniçerisinde oluşturduğu imajın nasıl şekillendiği ve hangi dinamiklerdenetkilendiği, tarihsel perspektifte incelenecektir Daha fazlası Daha az

ULUS DEVLETLERDE TOPLUMSAL, KÜLTÜREL VE SİYASİ BİR ETMEN OLARAK KİMLİK ALGISI: TÜRKİYE BAĞLAMINDA ULUSAL KİMLİK MERKEZLİ DİL VE EĞİTİM POLİTİKALARI

Eren, Ebru

Article | 2018 | Turkish Studies (Elektronik)13 ( 22 ) , pp.225 - 237

Belirli bir coğrafi ve siyasi sınır içinde bir arada yaşayan, ortak birgeçmişi paylaşan ve geleceğe dair belli bir işbirliği içinde olan insanlartoplumu oluşturur. Toplumun en bütünleyici özelliği ise hiç şüphesiz dili,kültürü ve eğitimidir. Bu toplumsal ve kültürel etmenler, bireylerintoplumda birer kimlik edinmeleri açısından belirleyicidir. Kimlik, aynızamanda, toplumu uluslaştırmaya yarayan toplumsal bir algıdır. Birdevlette güdülen ulus devlet anlayışı, o devletin dil ve eğitim politikalarınıdoğrudan etkilemektedir. Nitekim dil politikalarının doğuşu, ulusdevletlerin doğuşuna doğrudan bağlıdır.Dil ve eğitim politikaları, yeni b . . .ir siyasal birliğin kurulmasındabirleştirici bir öğe olduğu için en etkili uluslaşma aracı olarak kabuledilmiştir. Kimlik algısının farklılaşması ile Avrupa’da ulus devlet anlayışıortaya çıkmıştır ve bu anlayış hızla dünyaya yayılmıştır. Söz konusuçalışmada, Osmanlı İmparatorluğu’nda ortaya çıkan Osmanlıcılık,İslamcılık, Türkçülük ve Batıcılık gibi çeşitli kimlik algılarının dil veeğitim politikalarını ne ölçüde şekillendirdiği ve bu anlamda nasıl ulusalbirlik sağlandığı tartışılacaktır.Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu itibari ile ulus devlette kimlikalgısı toplumsal, kültürel ve siyasi bir etmen olarak kullanılmış, dil veeğitim politikaları birbirinden farklı şekillere bürünmüştür. Söz konusuçalışmada, ulus devlet anlayışının en somut göstergelerinden olan HarfDevrimi’ne ve Türk Dil Devrimi’ne dikkat çekilecektir. Çünkü dil ve eğitimpolitikalarının belirlenmesinde kimlik algısının önemi savunulacaktır. People who live together in a certain geopolitical border, who sharea common past and who cooperate in a certain way form a society. Themost important feature of a society is undoubtedly its language, itsculture and its education. These sociocultural factors are important interms of existence in a society. The identity is also a social perceptionthat helps a society to become a nation. The nationalism affects thelanguage and education policies observed in a state. These policies arelinked to the birth of nation states.The language and education policies have been regarded as themost effective instrument of nationalization since they are a unifyingelement in the building of a new political union. With the evolution ofperception of identity, the nation state spread rapidly in Europe. In thisstudy, it will be discussed how the perceptions of identity such asOttomanism, Islamism, Turkism and Occidentalism have formed thelanguage and education policies that emerged in the Ottoman Empireand how the national unity was provided in this sense.In the Republic of Turkey, the Turkish Language Revolution was theindicator of the nation state. The language and education policies areformed differently from each other. In this study, the perception ofidentity will be defended as a sociocultural and political factor in theelaboration of language and education policies Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms