Filtreler
Birikimli hasar teorileri ve yorulma çatlağına göre ömür değerlendirmeleri

Saatçı, Gökhan Erkin | Tahralı, Necati

Other | 2003 | Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi1 ( 2 ) , pp.33 - 39

Daha önceden bilindiği üzere, malzemelerin Wohler eğrisini elde etmek oldukça güçtür. Ancak işletmelerde dinamik yüklemelere maruz makina parçalarının servis ömürlerini tayin edebilmek için birikimli hasar teorilerine ihtiyaç duyulmakta ve teorileri kullanabilmek içinse malzemelerin zorlandığı gerilmelerdeki maksimum ömür değerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu ömür değerleri ise Wohler eğrilerinden okunmaktadır. Bu çalışmada Wohler eğrilerinden bağımsız olarak eşdeğer yorulma ömrünün hesaplanması amaçlanmıştır. Dolayısıyla birikimli hasar teorilerinin ihtiyaç duyduğu ömür değerleri, yorulma çatlağının artışını toplama prensibine d . . .ayanan ampirik bir ifadeden elde edilmiştir. Çalışmada öncelikle bu ampirik ifade tanıtılmış ve 1013. Ord. Ana. Tam. Fabrikasında üretilen GTD model 4X4 askeri aracın çeşitli değişken gerilmeler altında çalışan aktarma elemanının yorulma ömrü hesaplarında kullanılarak eşdeğer ömür hesabı yapılmıştır. As known before, obtaining Woehler diagrams of the materials are very difficult. But to predict the service life of machine elements that are subject to cyclic loads, the cumulative damage theories are needed, and to use the teories maximum life values at the stresses that the specimen is loaded must known. These values are being read from Woehler diagrams: In this study, it is aimed to calculate the equivalent fatigue life, independent from Woehler diagrams. Therefore life values that are needed for cumulative failure theories, are obtained from an emprical expression that is related to fatigue crack growth rate. First of all, this emprical expression is described and then it is used to calculate the equivalent life of the transmission component of "GTD model 4X4 military vehicle" that is being produced in "1013. Ord. Ana. Tarn. Fabrikası" which is working under several variable stresses Daha fazlası Daha az

Birikimli hasar teorileri ve hareket iletim elemanına uygulanması

Saatçı, Gökhan Erkin | Tahralı, Necati

Other | 2003 | Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi1 ( 1 ) , pp.21 - 30

Malzemelerde oluşan yorulma hasarının incelenip önceden saptanabilmesi, yorulma kırılmalarını önleyebilmek için çok büyük önem kazanmaktadır. Yorulma konusundaki en önemli konu ise çeşitli değişken gerilmelere maruz kalan malzemelerin gösterdikleri birikimli hasarlardır. Bu çalışmada, çeşitli araştırmacılar tarafından ortaya konmuş birikimli hasar metotları sunulmuş ve bu metotlar 1013. Ord. Ana. Tam. Fabrikasında üretilen GTD model 4X4 askeri aracın çeşitli değişken gerilmeler altında çalışan aktarma elemanına uygulanmıştır. Her metodun kendine özgü kuralları bulunduğundan herbiri farklı sonuçlar vermiştir. Çalışmadaki amaç, pratik . . .te karşılaşılan çeşitli birikimli hasar durumlarında bulunan metotlardan hangisinin kullanılması gerektiğini saptamaktır. Formüllerde kullanılan çentik, yüzey düzgünlük, boyut faktörleri, gerilmelerin uygulanma yüzdeleri ve malzemenin mukavemet özellikleri, örnek gösterilen aracın aktarma organları üzerinde uygulanmış başka bir çalışmadan elde edilen sonuçlara göre alınmıştır. The prediction of fatigue failure in the materials has great importance in preventing of fatigue cracks. The most important thing in fatigue topic is the cumulative damage that can be seen in the materials subjected to several variable stresses. In this study, the cumulative fatigue failure methods that are created by several researchers, are represented and these methods are applied to the transmission component of "GTD model 4X4 military vehicle" that is being produced in "1013. Ord. Ana. Tam. Fabrikası" which is working under several variable stresses. Because of having special characteristics, each method gave different solutions. This study is aimed at the problem that is encountered in practice which is the choice of the method for the several different cumulative failure conditions. Notch, surface quality, dimension factors, stresses' applying percents and the material's strength properties that are used in the equations are taken from another study that is applied on this example vehicle's transmission elements Daha fazlası Daha az

ANALYSING UML-BASED SOFTWARE MODELLING LANGUAGES

Özkaya, Mert

Other | 2018 | Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi11 ( 2 ) , pp.119 - 133

In this paper, the existing 31 different UML-based software modelling languages have been analysed for anumber of requirements that are believed to be highly important for practitioners. These requirements areformal semantics, multiple viewpoints modelling, model analysis, code-generation, and modelling toolset.According to the analysis results, only the UWE, TTool, Pi-ADL languages support all those requirements. While21% of the languages offer general-purpose notation set, the rest offer domain-specific notation set and the topdomains of interest are the multi-agent, embedded, and real-time systems. 38% of the languages use UML’sp . . .rofiling mechanism for extending UML, 18% of the languages extend UML’s class diagram, and 13% of thelanguages extend UML’s state and sequence diagrams. 41% of the languages support the logical viewpoint and36% support the behaviour viewpoint – the rest of the viewpoints are rarely used. 58% of the languages aredefined formally and many of them are based on formal verification languages. 44% of the languages ignoremodel analysis. Among the rest, 25% of the languages support the exhaustive model checking and 14% supportthe analysis for well-formedness. Generating software code from software models and the modelling toolsupport are the least supported requirements by the UML-based languages. Bu makalede, mevcut 31 farklı UML-tabanlı yazılım modelleme dili yazılımcılar için önemli olan bir takımgereksinimler bakımından analiz edilmiştir. Bu gereksinimler, biçimsel semantik, çoklu bakış-açısı ilemodelleme, modellerin analizi, modellerden kod üretme, ve modelleme araçları desteği olarak belirlenmiştir.Analiz sonuçlarına göre, 31 farklı UML-tabanlı modelleme dili arasından sadece UWE, TTool, ve Pi-ADLdillerinin tüm belirtilen gereksinimleri karşılayabildiği gözlemlenmiştir. UML-tabanlı dillerin 21%’i genelamaçlı diller olarak belirlenmişken, geri kalanı ise alana özgü dillerdir ve en yaygın olan alanlar ise gömülüsistemler, çok etmenli sistemler, ve gerçek zamanlı sistemlerdir. UML-tabanlı dillerin 38%’i UML’in profilmekanizmasını kullanarak UML’i genişletirken, 18%’i UML’in sınıf diyagramını ve 13%’ü UML’in durum vesıra diyagramlarını genişletmektedirler. UML-tabanlı dillerin 41%’i mantıksal bakış açısını desteklerken,36%’sı da davranış bakış açısını desteklemektedir. Diğer bakış açıları (aynı anda kullanım, fiziksel, dağıtım, veoperasyonel gibi) pek destek görememektedir. UML-tabanlı dillerin 58%’inin semantiği biçimsel metotlarkullanılarak tanımlandığı belirlenmiştir. Dillerin 44%’ü modellerin analizini desteklememektedir. Geri kalanının25%’i ise kapsamlı model sınaması ile modellerin analizini desteklerken, 14%’ü ise dillerin biçim kurallarınagöre analizini desteklemektedirler. Yazılım modellerinin koda dönüştürülmesi hemen hemen hiçbir UML-tabanlıdil tarafından destek görmemektedir. Yine aynı şekilde, dillerin hemen hemen hiçbiri modelleme araçları iledesteklenmemektedir Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms