Filtreler
Investigating the relationship between organizational identification and work engagement and the role of supervisor support

Ötken, Ayşe Begüm | Erben, Gül Selin

Other | 2010 | Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi12 ( 2 ) , pp.93 - 118

Çalışanların organizasyonları ile duygusal vt? bilişsel bir bağ hissederek psikolojik bir köprü kurmaları, kendilerini çalıştıkları şirketin bir parçası görerek şirketle özdeşleştirmeleri, son yıllarda araştırmacıların ilgisini çeken bir konu olmuştur. Bunun en temel nedeni, çalışanların kendilerini organizasyonları ile özdeşleştirmelerinin gerek çalışan gerekse organizasyon açısından olumlu sonuçlar doğurmasıdır. Orgii(sel özdeşleşme, bireylerin kendilerini sosyal bir grup ya da kategori içinde tanımlamaları ve anlamlandırmaları sonucu yaşanan bir durumdur. Bireyler, kişisel değer, inanç ve norm larıyla uyum içerisinde olan organiz . . .asyonlarda çalışmayı tercih etmektedirler. Örgütsel davranış, iş psikolojisi ve endüstri sosyolojisi gibi alanlarda gerçekleştirilen araştırmalarda örgütsel özdeşlemenin, iş memnuniyeti, örgütsel vatandaşlık davranışı, işten ayrılma niyeti gibi tutum ve davranışlarla olan ilişkisine odaklanılırken, çalışanın işiyle bütünleşmesi üzerindeki etkisine değinihnemiştir. Son yıllarda pozitif psikolojiye olan ilginin artmasıyla beraber çalışanın işiyle bütünleşmesi (işine angaje olması) hem araştırmacılar hem de yöneticiler tarafından üzerinde önemle durulan bir konu haline gelmiştir. Çalışanın işiyle bütünleşmesi pozitif tatmin edici ve zihnin işle ilgili bir durumudur, işiyle bütünleşmiş çalışan işini yaparken yüksek seviyede bir enerji hisseder, yaptığı işte bir anlam bulur ve etrafındaki her şeyi unutacak kadar kendini işine verir. İşiyle bütünleşmiş çalışanlar işinden daha fazla tatmin duyar. Kişinin işiyle bütünleşmesini sağlayan bireysel ve işle ilgili faktörlerin yanı sıra çalışanın örgütüne yönelik duygu, inanç ve tutumları gibi faktörler de yer almaktadır. Örgütsel özdeşleme de bu etmenler arasında çalışanın kurumuna yönelik tutum, inanç ve duygu durumunu gösteren bir olgudur. Çalışan, örgütüyle özdeşleştiği yani birçok akında uyum içinde olduğu oranda yaptığı işle de bütünleşmektedir. Örgütsel özdeşleşme çalışan ile Örgüt arasındaki duygusal ve bilişsel bir bağ durumu olduğundan ve çalışanın kendini çalıştığı örgüt üzerinden tanımlaması durumunu ifade ettiğinden, bu bağ ve tanımlamanın kişinin işine yönelik duygu, tutum ve davranışlarını da etkilemesi beklenebilmektedir. Örgütsel özdeşleşme, örgüt amaç ve hedeflerine bağlılığı ve da çalışanın yaptığı işe bağlılığını yani işiyle bütünleşme durumunu etkilemektedir. Kişilerin çalıştıkları yer ile özdeşleşmelerinin, performansları üzerinde olumlu katkıları olmaktadır. Bunun bir nedeni, örgütsel özdeşleşmenin çalışanın işiyle biiıiiıı/eşmesini sağlamasıdır. Örgütsel özdeşleşme ile çalışanın işiyle bütünleşmesi arasındaki ilişkiyi irdelemek, bir kurumsal bir de işle ilgili iki farklı durumun etkileşimini görmek açısından önemlidir. Bireylerin işlerine yönelik duygu, düşünce ve tutumlarının oluşumunda, örgüt unsurunun yeri ve önemini görmek açısından örgütsel özdeşleşme ve işe bağlılık ilişkisinin irdelenmesi faydalı olacaktır. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı örgütsel özdeşleşme ve çalışanın işle bütünleşmesi arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu ilişki incelenirken çalışanın amirinden alabileceği desteğin rolü de araştırmaya dâhil edilmiştir. Gerek organizasyondan gerekse amirden ahinin sosyal desteğin çalışanların davranışları ve tutumları üzerinde önemli etkileri söz konusudur. Araştırmada, organizasyon yerine amirden alınan desteğin kullanılmasının sebeplerinden biri çalışanların şirket içerisinde sıklıkla amirleriyle etkileşim içerisinde olması ve çalışanla amiri arasındaki ilişkinin niteliğinin yüksek olması durumunda çalışanın da daha yüksek petforınaııs ve benzeri olumlu davranışlarla karşılık vermesidir. Bununla birlikte, çalışan amirini organizasyonun bir temsilcisi olarak görmekte ve çalışanın organizasyonla ilgili algısının oluşumunda amir önemli bir paya sahip olmaktadır. Bu nedenle, çalışanın amirinden aldığı desteğin çalışanın örgütsel bütünleşmesi ve işiyle özdeşleşmesi arasında önemli bir role sahip olacağı düşünülmektedir. Araştırmaya İstanbul 'da özel sektörde görev yapan 212 beyaz yakalı çalışan katılmıştır ve kolayda örn eklem kullanılmıştır. Veriler anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırma sonuçları çalışanın organizasyonuyla bütünleşmesi ve işiyle özdeşleşmesi arasında anlamlı bir ilişkinin olduğunu göstermiştir. Buncı göre, çalışan şirketiyle kendini özdeşleştirdikçe işiyle de daha fazla bütünleşmektedir. Amirden alınan desteğin bu ilişkide şartlı değişken rolüne sahip olduğu da ortaya konulmuştur. Yöneticiler bu araştırma sonuçlarına dayanarak çalışanların organizasyon/arıyla özdeşleşmelerini sağlayacak insan kaynaklan politika ve uygulamalarını hayata geçirmelidirler. Organizasyon için pozitif bir imaj yaratacak ve çalışanların kurum kimliğini güçlendirecek programlarla örgütsel Özdeşleşmeyi de sağlamalıdırlar. Bunu sağladıklarında çalışan lamı işlerine karşı olaıı duygusal motivasyonlarım arttıracaklar ve işleriyle bütünleşmelerini sağlayacaklardır. Bununla birlikte, amirin çalışanlarına sağlayacağı desteğin önemi de göz ardı edilmemelidir. Amirler ya da yöneticiler çalışanlarına geribildirim verdiklerinde, onları önemsediklerini ve değer verdiklerini hissettirdiklerinde ve manevi destek sağladıklarında çalışanların şirket ıçın de faydalı olabilecek olumlu davranışlar ve tutumlar sergilemelerini teşvik ettiklerini unutmamalıdırlar. Although organizational identification has gained a reasonable attention and researchers investigated the relation of organizational identification with various outcomes, there is no study that investigates its possible relationship with work engagement. The purpose of the study is to investigate the relationship between organizational identification and work engagement. Social support in the organizational context has a positive influence on several attitudes and behaviors of employees. Especially, when employees receive a support from a key actor in the workplace, they reciprocate through positive outcomes. PVith this in mind, supen'isor support is examined whether it moderates the relationship between organizational identification and work engagement. Questionnaire was used as a data collection method and sample consisted of 212 employees working in private sector in Istanbul, Turkey. Results showed thai employees who identify with their organization have high levels of work engagement. Support received from supen'isor is found to have a moderating role in this relationship Daha fazlası Daha az

Foreign direct invesment and socioeconomic conditions the case of Turkey

Ökten, N Zeynep | Arslan, Ünal

Other | 2013 | Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi0 ( 11 ) , pp.75 - 88

Yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı, sağlık ve eğitim seviyesi bir toplumun yaşam kalitesini gösteren sosyal göstergelerdir. Sosyal gelişmenin yaşanması için ekonomik gelişme yeterli olmamaktadır ve ülke kalkınması için yapılan analizlerde sosyal göstergelerin olmaması analizi yetersiz kılmakta ve gerçeklikten uzaklaştırmaktadır. Doğrudan yabancı yatırımın(DYY) ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini ekonomik parametreler kullanarak inceleyen çalışmalar hızla artarken sosyal parametreleri kullanarak sosyal gelişim ile DYY arasındaki ilişkinin irdelenmesi ihmal edilmiştir. Bu çalışma ile bu alandaki açığa ilişkin olarak Türkiyeye ilişki . . .n ekonomik parametrelerin yanı sıra sosyal parametrelerde kullanılarak DYY ın sosyoekonomik üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmanın sonucu, yabancı doğrudan yatırım ve sosyoekonomik koşullar arasında eşbütünleşik bir vektörün varlığını göstermetedir. Bu durum iki değişken arasında uzun dönemli bir denge ilişklisinin bulunduğunu belirtmektedir. Hata düzeltme modeli ise kısa dönemde DYY ve sosyo ekonomik koşullar arasında bir ilişkinin varlığına işaret etmektedir. Aynı zamanda sosyoekonomik koşullar da DYY üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı ve pozitif bir etkiye sahiptir. Economic development is not enough to improve social development. Social indicators, such as poverty, unemployment, income distribution, health and education are the key elements which show the quality of the life in society. An analysis of country development that does not include social parameters is insufficient and unrealistic. Foreign direct investment (FDI) and its impact on the economy is one of the most studied issues during the past few decades but there is still an untouched area in the literature concerning the relationship between socioeconomic conditions and FDI. With this paper, we investigate the social parameters as well as economic parameters for testing the relationship between FDI and socioeconomic conditions, using Turkish data. The results show that there is a cointegrating vector between FDI and socioeconomic conditions. This indicates that there is long run equilibrium relation between the two variables. The error correction model indicates that in the short-run there is causality between socioeconomic condition and FDI. Socioeconomic conditions have a positive and significant effect on FDI Daha fazlası Daha az

Investigating the factors affecting total entrepreneurial activities in Turkey

Özdemir, Özlem | Karadeniz, Esra

Other | 2011 | ODTÜ Gelişme Dergisi38 ( 3 ) , pp.275 - 292

Bu çalışma kişilerin demografik özelliklerinin (yaş, gelir seviyesi, eğitim seviyesi ve çalışma statüsü) ve kendilerine karşı algılarının (ağ oluşturma, başarısızlık korkusu, fırsatlara karşı uyanıklık, kendine güven) Türkiye'deki girişimcilik aktivitelerine ilgilerine/katılımlarına olan etkisini incelemektedir. Veriler Küresel Girişimcilik İzleme (KGİ) projesinin standart anketini kullanarak toplanmıştır. Sonuçlar erkek olmanın, daha yüksek gelir ve eğitim düzeyinde olmanın, kendine güvenli olmanın, fırsatlara karşı uyanık olmanın ve sosyal ağ oluşturabilmenin girişimci olma olasılığını pozitif etkilediğini göstermektedir. Fakat li . . .teratüre ve beklentilerimize aykırı olarak, başarısızlığa karşı korkunun Türkiye'deki girişimcilik aktivitelerine ilgi/katılımı etkileyen önemli bir faktör olmadığı bulunmuştur. This study investigates the effects of demographic characteristics of individuals (age, gender, income level, education level, and work status) and their perceptions about themselves (networking, fear of failure, alertness to opportunities, self-confidence) on their involvement to the total entrepreneurial activities of Turkey. Data are collected through using the standard questionnaire of Global Entrepreneurship Monitor (GEM) project. The results show that being male, having higher income and education level, being self-confident, being alert to opportunities, and networking positively affect the likelihood of being an entrepreneur. However, contradictory to the literature and our expectations , fear of failure is not found to be a significant factor that influences the likelihood of being involved in the total entrepreneurial activities of Turke Daha fazlası Daha az

The Public Policy Implications of the Persistence of a Monopoly Versus a Duopolistic Market

Özçam, Ahmet

Other | 2012 | Bogazici Journal: Review of Social, Economic and Administrative Studies26 ( 1 ) , pp.67 - 79

Bu çalışmada, üretim maliyetini azaltıcı yeni bir teknolojinin patentine başkalarından önce davranarak sahip olan ve istismar gücünü kullanan mevcut bir tekel ile piyasaya potansiyel ikinci bir firmanın girmesine izin veren bir tekelci piyasa ortamlarında sosyal refah neticeleri devlet politikaları açısından incelenmiştir. İyi bilinmektedir ki verimlilik etkisine göre mevcut tekelin özel dürtüsü piyasaya girebilecek yeni firmanınkinden daha fazladır. Ancak, tüketici fazlası düopol piyasa şeklinde tekel durumuna göre daha çok olduğu göz önünde bulundurulursa, genel sosyal refah neticelerinin biraz daha fazla araştırılmasının ilgi çek . . .eceği düşünülmüştür. Bu iki piyasa şeklinin hiç birinde sosyal refah neticelerinin diğer piyasa şekline mukayeseyle yeknesak bir şekilde üstün olmadığı bulunmuştur. Dolayısıyla, düzenleyici devlet açısından tekelcinin piyasada In this paper, the welfare implications of a market environment where a new technology which reduces the cost of production that can be exploited by a preempting monopolist which obtains a patent or allows a potential entrant to share the market are investigated from a public policy point of view. The well known efficiency effect indicates thatprivate incentives of the monopolist are greater than those of a new entrant. However, since the consumers benefits are higher under the two-firm market structure compared to those under the pure monopolist situation, it was interesting to examine the overall welfare results further. In neither of these two market structures was the welfarethe society found to be uniformly superior to the other. Therefore, the implicationsgovernment regulation are to allow the monopolist to reign if it introduces a significant technological cost reduction, and to promote the competition if the new cost-saving technology is small. An example from Turkey is given where in 2007 Royal Dutch Shell won a tender and acquired a portion of piped gas distribution from a giant Turkish formerly monopolist state company. the of fo Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms