Filtreler
Araştırmacılar
Kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık bağlamında seçim kotası

Efendioğlu, Şafak

Other | 2010 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi7 ( 1 ) , pp.285 - 308

Kadın- erkek eşitsizliği toplumun her alanına yansıdığı gibi siyasette de kadın temsilindeki eşitsizlik hala küresel bir sorundur. Dünya genelindeki bu soruna yönelik olarak sosyal ve siyasal çalışmalara rağmen kadın temsil oranı hala yüzde yirmiyi bulamamıştır. Bu makalenin amacı kadınların siyasetteki varlığını artırmaya ve fırsat eşitliğini sağlamaya yönelik olarak geliştirilen pozitif ayrımcılık seçeneklerinden seçim kotası uygulamalarını analiz edebilmektir. Dünya genelinde kota uygulamaları sayesinde kadın temsili oranında belirli bir artışın Bağlanabilmesine rağmen Türkiye'de kota düzenlemelerinin gerçekçi bir siyasi sistemle . . . uygulamaya konulmadığı görülmekte ve kadının konumu sadece siyasi temsil açısından değil diğer toplumsal verilerde de düşüş göstermektedir. Makale de Türkiye'de kadın temsili konusundaki eksiklik, güncel verilerle örneklendirilerek eleştirel analizi yapılmıştır ve ülkemizde kota uygulamalarının devlet politikalarına yansıtılması, yasal olarak güvence altına almması genel talebi ile makale sonlanmaktadır. Gender inequality reflects in all areas of society such as women's political representation is still a global problem. Despite social and political efforts worldwide to address this problem, women's representation rate still could not reach to twenty percent. The purpose of this article is to analyze the quota selection, that is, practice of positive discrimination options, which increase the presence of women in politics and ensures equal opportunity. In-spite of the increase in a particular rate of female representation by quota regulations around the world, it is seen that the quota regulations do not apply in Turkey since it has not been practiced with a realistic political system and the position of women has not only decreased in terms of political representation but also decreased in the other social data. In this article, I made a critical analysis of cmrent data about the lack of women's representation in Turkey and it concludes by general demand of quota implementations that reflects in the policies of the state Daha fazlası Daha az

5684 SAYILI SİGORTACILIK KANUNU'NDA YER ALAN TAHKİM HÜKÜMLERİ İLE 6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU'NDAKİ TAHKİM HÜKÜMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Semerci, Tuğba Vuraloğlu

Article | 2016 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi13 ( 2 ) , pp.269 - 312

Bu makalede, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun (SK) 'Sigortacılıkta Tahkim' başlıklı 30. maddesiyle 2007 yılında hukukumuza giren sigortacılıkta tahkim sistemi ile o dönemde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'ndaki (HUMK) tahkime ilişkin hükümleri ve bugün yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) tahkime ilişkin hükümleri karşılaştırılmıştır. Ayrıca, SK yürürlüğe girdiğinden itibaren sigortacılıkta tahkime ilişkin mevzuatta yapılan değişiklikler, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'te 2016 yılında yapılan değişiklikleri de içerir biçimde, detaylı olarak incelenmiştir. In thi . . .s article, insurance arbitration system issued by the Article 30 of the Insurance Act No. 5684, which entered into Turkish Law in 2007, is compared with arbitration provisions of Civil Procedure Act No. 1086, which was in effect at that time, and also with arbitration provisions of Code of Civil Procedure No. 6100 which is in force now. In addition, all amendments to insurance arbitration legislation since 2007, including the amendments in 2016 to Regulation on Insurance Arbitration, are scrutinized Daha fazlası Daha az

Kira bedelinin tespiti

Tokmak, Tuğçe

Other | 2009 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi6 ( 1 ) , pp.207 - 255

TÜKETİCİ HAKLARININ ANAYASAL BOYUTU

Üzeltürk, Sultan Tahmazoğlu

Article | 2015 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi12 ( 2 ) , pp.218 - 242

Ticaretin küreselleşmesi tüketici hakları bakımından da koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi ihtiyacını doğurmaktadır. Özellikle güçlü sermaye karşısında tüketici neredeyse devlet benzeri bir iktidarla karşı karşıyadır ve zayıftır. Herkesin bir biçimde tüketici olma ihtimalinin olması hakkın tüm insanlığa ait evrensel bir hak olduğuna göstermektedir. Nihayet tüketici hakkının korunması insan onuru ile de yakından bağlantılıdır. Bu gerekçelerle tam bir uzlaşma içinde olmasa da bugün tüketici hakkının evrensel insan hakları olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bu hakkın ulusal ve uluslararası alanda korunması gittikçe artan biçimde kend . . .isini göstermektedir Globalization of trade necessitates reinforcement of the protection mechanisms concerning consumer rights. Especially, the consumers who are before a powerful capital, face a power similar to that of the State, and they are weak. The fact that everyone has the potential of being consumer, places consumer rights within the realm of global human rights. Furthermore, protection of consumer rights are also closely related to the human honor. For these reasons, even though there is no global consensus, today it is acknowledged that consumer rights are global human rights. The protection of consumer rights within the national and international realms develop day by da Daha fazlası Daha az

FEMİNİST HUKUK TEORİSİ VE ÖZEN AHLAKI

Uygun, Oktay

Article | 2017 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi14 ( 1 ) , pp.127 - 148

Feminist düşüncenin bir hukuk teorisine sahip olup olmadığı tartışmalıdır. Bir görüşe göre, feminizmin hukuka ilişkin bazı eleştiri ve tespitleri vardır ama bunlardan bir hukuk teorisi ortaya çıkmaz. Çünkü bu tespitler bir hukuk teorisinin ele alması gerektiği bütün alanlara değil, yalnızca bunların küçük bir bölümüne ilişkindir. Diğer görüş ise, bir hukuk teorisinin mutlaka hukukun kaynağı, işlevi, amacı ve niteliği konusunda kapsamlı açıklamalar getirmek zorunda olmadığını belirtir. Hukukun bütün bu alanlarında kapsamlı ve ayrıntılı açıklamalar getirmese de, kendisini diğer teorilerden farklılaştıran noktaları açıklıkla ortaya koy . . .an sistematik ve bütünlüklü görüşler de bir hukuk teorisi olarak kabul edilebilir. Feminizm, erken tarihlerden itibaren, hukukun kadın üzerindeki erkek tahakkümünü pekiştiren işlevini başarılı bir şekilde ortaya koymuş ve bu durumun değişmesi için mücadele etmiştir. Bu eleştirel yaklaşımın yanı sıra, feminist düşüncenin bir kolu, kadınların adil bir toplumsal düzenin temeli olabilecek farklı bir ahlaki bakış açısına sahip olduklarını ileri sürer. Özen ahlakı olarak adlandırılan bu farklı yaklaşım, erkeklerin adalet ahlakından daha üstün görülür. İşte, bu güçlü iddiayla birleştirildiğinde, feminizmin, hukuka ilişkin eleştiri ve değerlendirmeleriyle, ortaya incelenmeye değer bir hukuk teorisi çıkardığını kabul etmek gerekir. Is there a feminist theory of law? This is a very controversial issue. In one view, there are some feminist critics of the law, but it cannot be said that these criticisms have turned into a comprehensive legal theory since these criticism relate only to a small part of them, not to all areas where a legal theory should be addressed. The other point of view is that a legal theory does not necessarily have to provide comprehensive explanations on the whole of the source, function, purpose and nature of law. Although the feminist point of view does not provide comprehensive and detailed explanations in all of these areas, the systematic and coherent opinions that openly express the points that differentiate it from the other theories can be considered as a unique theory of law. From an early date, feminism has found that the law reinforces male domination over women. In addition to this critical approach, a branch of feminist thinking suggests that women have a different moral perspective in which a fair society can be established. This different approach, called ethics of care, is seen as superior to men's ethics of justice. Now, when combined with this strong argument, it is necessary to acknowledge that feminist criticism and evaluation of the law has turned into a theory of law worthy of examination Daha fazlası Daha az

İsbat hukuku uygulamasında sıkça görülen ve davanın uzamasına ya da hükmün yanlış çıkmasına yol açabilen bazı yargılama usulü hataları

Umar, Bilge

Article | 2014 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi11 ( 1 ) , pp.1 - 6

Bu makalede isbat hukuku uygulamasında sıkça karşılaşılan birtakım yargılama usulü hatalarına yer verilmiştir. Özel hukuk dâvalarında görev alan hâkimler ve avukatların dikkatine sunmak üzere uygulamada sıkça görülen yargılama hataları irdelenmiş ve çeşitli örnekler verilmiştir. In this article, some frequent civil procedural mistakes seen in the application of the law of evidence were discussed. Certain adjudication mistakes frequently observed in law practice were scrutinized and some examples were given to the attention of law practitioners in the field of civil and commercial laws.

NEFRET VE AYIRIMCILIK SUÇU

Bayraktar, Köksal

Article | 2016 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi13 ( 1 ) , pp.55 - 81

TCK. 122. maddesinde yeni bir suç düzenlenerek çeşitli nedenlerin etkili olduğu nefretle bireyler arasında ayırımcılık yapılması önlenmek istenmiştir. Bu suçun cezalandırılması ile Anayasa'da yer alan eşitlik ilkesinin korunması amaçlanmıştır. Suçun unsurlarının ele alındığı bu incelemede, konunun getirdiği sorunlar çözümlenmeye çalışılmıştır. A new type of crime is worded in Art.122 of Turkish Criminal Code. The discrimination issue among the society members that is formed out of hatred due to various reasons, is aimed to be prevented with this new Article. Therefore, the principle of equalization set in the Constitution is also ai . . .med to be protected. The elements of the crime that are set out in this study, are explained along with the answers to specific matters Daha fazlası Daha az

Avrupa insan hakları mahkemesi'nin bryda v. Polonya davası'nda verdiği mülkiyet hakkının ihlaline ilişkin 25.03.2014 tarihli kararının çevirisi

Erdem, Eda

Article | 2014 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi11 ( 1 ) , pp.231 - 243

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu kararında, başvuran (baş- vurucu), dava konusu koşullar altında, elde etmiş olduğu emekli aylığının daha sonra kendisinden geri alınmasının mülkiyet hakkının haksız biçimde ihlali anlamına geldiğini iddia etmiştir. Mahkeme başvuruyu incelemiş ve somut olayda mülkiyet hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edilmiş olduğuna Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin altıncı ve sekizinci madde- leri ile Sözleşme’nin Birinci Ek Protokolü’nün birinci maddesi uyarınca karar vermiştir. Within the scope of her application before the European Court of Human Rights, the applicant complained that divesting her, . . . in the cir- cumstances of the case, of her acquired right to an early retirement pen- sion amounted to an unjustified deprivation of property, and she asserted that her right to a fair trial was infringed during the domestic proceedings. These complaints are being examined by the Court and the Court hold that the complaints under Articles 6 and 8 of the Convention and under Article 1 of Protocol No. 1 to the Convention are admissible Daha fazlası Daha az

Çevrenin kirletilmesinden doğan Hukuki sorumluluk

Yüce, Melek Bilgin

Other | 2010 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi7 ( 2 ) , pp.137 - 166

Bu tebliğ ile Çevre Kanunu çerçevesinde getirilmiş olan çevrenin kirletilmesinden doğan sorumluluk incelenmektedir. Bir kusursuz sorumluluk hâli olarak getirilen düzenlemenin, medenî hukuk açısından sonuçları değerlendirilmektedir. Öncelikle sorumluluğun niteliği konusundaki tartışmalara değinilmiş ve bu konudaki görüşümüz açıklanmıştır. Daha sonra, sorumluluğun koşulları açıklanmaktadır. Sorumluluğun koşulları olarak, sorumluluğu doğuran olay, zarar ve olayla zarar arasındaki illiyet bağı incelenmektedir. Sorumluluğun doğumundan sonra talebin bağlı olduğu zamanaşımı değerlendirilmektedir. Ayrıca çevreden doğan sorumluluk, diğer sor . . .umluluk hallerinin yarışıp yarışmadığı hususu değerlendirilerek, yarışmanın varlığı hâlinde sonuçlar incelenmektedir. In this article analyses the liability arising from the pollution of the environment. The results of this liability, which is regulated as an objective liability are evaluated in terms of civil law. First of all, the arguments about the nature of the liability are mentioned, then the author's opinion about the subject is revealed. The conditions that are required for the liability are discussed. The conditions of the liability, the event that causes the pollution, damage and the causal relation between the event and the damage, are examined. Besides these, it is questioned whether some of the other types of liability compete with the liability arising from the pollution of the environment and, if they compete, which one is more advantageous for the aggrieved party Daha fazlası Daha az

Taraflarca seçilen yabancı mahkemenin adil yargılama yapmayacağı hususunda kuvvetli şüphelerin bulunması halinde davanın Türk mahkemesinde görülüp görülmeyeceği meselesi

Ekşi, Nuray

Article | 2014 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi11 ( 1 ) , pp.10 - 33

Yabancı mahkemeye yetki veren sözleşmenin Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini kaldırması için 5718 sayılı MÖHUK’un 47. madde- sinde yer alan şartları taşıması gerekir. Ancak bazı hallerde yetkilendirilen yabancı mahkemenin adil yargılama yapıp yapmayacağı hususunda kuv- vetli şüphe bulunabilir. Yetkilendirilen yabancı mahkemenin, adil yargı- lama yapmayacağına ilişkin kuvvetli şüphelerin bulunması halinde Türk mahkemelerinin davaya bakıp bakamayacağı önemli bir mesele teşkil et- mektedir. Çalışmamızın amacı, bu meseleye açıklık kazandırmaktır. Ça- lışmamızda, öncelikle 5718 sayılı MÖHUK’un 47. maddesinde düzenle- nen yabanc . . .ı mahkemeye yetki veren sözleşmenin Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi üzerindeki etkisine ilişkin şartlar incelenecek; daha sonra yabancı mahkemeye yetki verilmesine rağmen Türk mahkemelerinin davaya bakacağı haller belirlenecek; son olarak taraflarca seçilen yabancı mahkemenin adil yargılama yapacağı ve savunma haklarına riayet edeceği hususlarında ciddi tereddütlerin olması halinde Türk mahkemesinin dava- ya bakıp bakamayacağı meselesi üzerinde durulacaktır. Subject to the conditions determined in Article 47 of the Private In- ternational Law and Procedural Law Act (PILA), conferring jurisdiction to a foreign court by a choice of court agreement deprives the Turkish courts of jurisdiction. However, in some cases there could be strong doubts about whether selected foreign court would conduct a fair trial. Therefore, it is an important issue to determine whether effect should be given to a choice of court agreement if there are strong doubts about get- ting fair trail in the foreign court chosen by the parties. This article aims to clarify this problematic issue. In this article, the conditions in Article 47 of the PILA for the effect of a choice of foreign court agreement on the international jurisdiction of Turkish courts will firstly be ascertained, and subsequently the circumstances where effect should not be given to the choice of agreement will be explained. Further, this article presents an assessment of whether a Turkish court may have jurisdiction if there is a strong doubt as to the fact that the foreign court selected by the parties would not respect to the right of defence and right to fair trai Daha fazlası Daha az

KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ SURETİYLE KİŞİLİK HAKKI İHLÂLİNDE KAZANCIN DEVRİ TALEBİ

Vuraloğlu, Mehmet Oğuz

Article | 2018 | Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi15 ( 1 ) , pp.181 - 203

Bir mutlak hak niteliğinde olan ve konusunu başlıca bir şahsın adı, sağlığı,resmi, sesi, sırları gibi varlıkların teşkil ettiği ‘kişilik hakkı’nın ihlâli ileçeşitli görünümlerde karşılaşılabilir. Bunlardan biri de, hukuka aykırıolarak, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 3. maddesindetanımlandığı manasıyla ‘kişisel verilerin işlenmesi’dir. Bu çalışmada, kişiselverilerin işlenmesi suretiyle kişilik hakkının ihlâli hâlinde hakkı saldırıyauğrayan kimsenin MK m.25/f.III uyarınca, saldırı dolayısıyla elde edilmişolan kazancın, gerçek olmayan vekâletsiz iş görme hükümlerine görekendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma . . .hakkı olup olmadığıincelenecektir. Özellikle, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun ilgilikişinin haklarına dair düzenlemeleri mercek altına alınacak; kazancın devritalebine ilişkin mukayeseli hukuktaki düzenlemeler ve yeni yürürlüğe girenAB Genel Veri Koruma Tüzüğü’nün ilgili hükmü de incelenerekdeğerlendirilecektir. Personal rights, which mainly consist of the name, health, picture, voice,secrets of a person and therefore have the notion of an absolute right, couldbe violated by several means. Illegally processing of personal data, accordingto the definition of the Article 3 of the Turkish Code of Personal Data Protection, is a type of such infringements. In this article, in case of violationof a personal right by processing personal data, the issue whether the injuredperson could claim handing over of profits gained by such violation, basedon non-genuine benevolent intervention according to Article 25(3) of theTurkish Civil Code, will be analysed. In particular, the relevant provisions ofthe Turkish Code of Personal Data Protection regarding the rights of theinjured person will be scrutinized and evaluated together with the analysis ofrules of comparative law and the EU General Data Protection Regulationwhich has just entered into force Daha fazlası Daha az


6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.


Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.