Detaylı Arama

İptal
Bulunan: 7 Adet 0.001 sn
- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır.
- İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.
Filtreler
Uterus didelphys with an obstructed unilateral vagina and ipsilateral renal agenesis: A rare cause of dysmenorrhoea

Attar, Rukset | Yıldırım, Gazi | İnan, Yücel | Kızılkale, Özge | Karateke, Ateş

Article | 2013 | Journal of the Turkish-German Gynecological Association14 ( 4 ) , pp.242 - 245

Tek taraflı kapalı vajen ve aynı tarafta böbrek agenezisi ile birlikte di- delfik uterus nadir görülen bir durumdur. Genellikle menarj sonrasın- da görülen pelvik ağrı, dismenore, karın hacminde artış veya tek ta- raflı hematokolposa bağlı olarak ele gelen kitle şeklinde ortaya çıkar. Bu yazıda özellikle adet sırasında ortaya çıkan pelvik ağrı ve düzensiz adet kanaması şikayetleri ile başvuran 13 yaşındaki bir kız çocuğunun olgusunu sunduk. Hastaya pelvik ultrasonografi ve manyetik rezonans (MR) incelemesi yapıldı. Tek taraflı kapalı vajen ve aynı tarafta böb- rek agenezisi ile birlikte didelfik uterus tanısı konuldu. Tanı ve tedavi . . . amaçlı laparotomi yapıldı. İki ayrı hemiuterus, iki serviks ve sağ tarafta hematometra ve hematokolpos ile aynı tarafta böbrek agenezi tesbit edildi. Vaginal septum tamamen çıkartıldı ve Strassmann metroplas- tisi yapıldı. Ameliyat sonrasında hastanın bütün şikayetleri geçti ve bulguları tamamen kayboldu. Anatomik yapılardaki farklılığa, şikayet- lerin özgün olmamasına ve değişik şekillerde ortaya çıkmasına bağlı olarak bu konjenital anomalinin tanısı ve tedavisi güçtür. Dönemsel karın ağrısı ve abdominopelvik kitle ile başvuran bir kadında mutlaka bu bozuklukların da olabileceği düşünülmelidir. (J Turkish-German Gynecol Assoc 2013; 14: 242-5) Didelphic uterus with obstructed hemivagina and ipsilateral renal agenesis is a rare condition. It usually presents with pelvic pain fol- lowing the menarche, dysmenorrhoea, and an increase in abdomi- nal volume or a palpable mass due to unilateral haematocolpos. We present the case of a 13-year-old girl who referred with recurrent pel- vic pain, mainly at the time of menses, and irregular menstrual cycle complaints in this report. The patient underwent ultrasonography and magnetic resonance (MR) imaging of the pelvis was performed. The diagnosis was uterus didelphys with obstructed hemivagina and ipsi- lateral renal agenesia. Laparotomy was performed for diagnosis and treatment purposes. Two separated hemiuteri and two cervices with hematometra and hematocolpos on the right side and ipsilateral renal agenesis were detected. The vaginal septum was excised completely and Strassman metroplasty was performed. Her complaints were re- solved and she was absolutely asymptomatic after surgery. Diagnosis and management of this congenital anomaly is challenging due to the complexity of the anatomic structures, nonspecific complaints, and heterogenic presentation. These anomalies must always be consid- ered while working-up female patients presenting with episodic ab- dominal pain and abdominopelvic mass. (J Turkish-German Gynecol Assoc 2013; 14: 242-5) Key words Daha fazlası Daha az

31. Zeynep Kamil Jinekopatoloji Kongresi Poster Bildiriler P6 Manyetik Alanın Deneysel Rat Endometriozisi Üzerine Etkisi: Ön Sonuçlar

Bakacak, Murat | Bostanc, M. Suhha | Kızılkale, Özge | Yıldırım, Gazi | Attar, Rukset | Fıçıcıoğlu, Cem | Yılmaz, Bayram

Other | 2013 | Zeynep Kamil Tıp Bülteni44 ( 2 ) , pp.98 - 98

İleri Yaşta Pelvik Organ Prolapsusu (POP) Ve Stres Üriner İnkontinans(SUİ) Birlikteliğinde Gerçekleştirdiğimiz 8 Adet Le Fort Kolpoklezis ve Transobturatuar Tape (TOT) Operasyonlarımızın Retrospektif İncelenmesi

Kızılkale, Özge | Eroğlu, Mustafa | Yıldırım, Gazi | Bakacak, Murat | Bostancı, M. Sühha | Attar, Rukset | Fıçıcıoğlu, Cem

Article | 2013 | Zeynep Kamil Tıp Bülteni44 ( 4 ) , pp.186 - 189

Amaç: İleri yaşta, fiziksel kondisyonları düşük, anestezinin riskli olduğu POPSUİ tanılı hastalarda Le Fort Kolpokleizis TOT operasyonlarının etkili, postoperatif mortalite ve morbiditesi düşük, gerekirse lokal anestezi ile bile yapılabilecek güvenilir bir prosedür olduğunun gösterilmesi. Materyal Ve Metodlar: Son 3 yıl içinde Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğine başvuran ve POPSUİ tanısıyla Le Fort Kolpoklezis TOT operasyonu yapılan 8 hastamız retrospektif incelendi. Bulgular: Kliniğimize başvuran bu hastaların ortalama yaşı 82,8 idi. Hepsinin muayenesinde ileri derecede pelvik organ prolapsusu . . .izlendi. Stres testte hepsinde idrar kaçağı mevcut idi. Hastalarımızın hiçbirinin aktif bir cinsel yaşamı ve cinsel yaşam beklentisi yoktu. Tüm hastalarımızda hipertansiyon, 3 hastamızda diyabet, 2 hastamızda geçirilmiş serebrovasküler hastalık hikayesi, 1 hastamızda KOAH ve 1 hastamızda da idiopatik akciğer ödemi mevcut idi. Tüm hastalar operasyon öncesi ilgili branşlar ve anesteziyoloji ile konsulte edildiler. Hastalarımızdan 3 tanesi sedasyonlokal, 3 tanesi genel, 2 tanesi de regional anestezi altında opere edildiler. Bütün hastalarımızın vajen ön ve arka duvarlarından dikdörtgen şekilli mukozalar çıkarıldı. Her iki yanda oluk bırakacak şekilde vajen ön ve arka duvarları birbiri üzerine sütüre edildi (Le Fort Kolpoklezis). Buna ilaveten hastalara TOT operasyonu da yapıldı. Peroperatif hastalarda herhangi bir problem yaşanmadı. Post operatif birinci günlerinde sondalar çıkarılarak rezidü idrar ölçüldü. Tüm hastalarda miktar 100 ccden azdı. Post operatif herhangi bir komplikasyon oluşmayan hastalar ortalama ikinci günlerinde taburcu edildiler. Operasyon sonrası altıncı aylarındaki muayenelerinde hiçbirinde SUİ saptanmadı. AIM: To show that Le fort colpocleisisTOT operations are effective, safe procedures with low mortality and morbidity which can be applied with local anesthesia in advanced aged patients with low physical conditions and high anesthesia risks.Patients And Methods: 8 patients visiting Yeditepe University Hospital Obstetrics and Gynecology Cllinic for POP and SUI and undergoing Le Fort ColpocleisisTOT operation in the last 3 years were included in the study. Results: The mean age of our patients was 82,8 years. All patients had advance pelvic organ prolapsus on examination. They also had urinary incontinans on stress test. Neither of the patients had active sexual life or sexual life expectance. All our patients had hypertension, 3 of them had diabetes, 2 had cerebrovascular accident history, 1 had COPD, and 1 had idiopathic pulmonary edema. They were all consulted with anesthesiology and other related disciplines preoperatively. Three of our patients received sedationlocal anesthesia, 3 had general anesthesia and 2 had regional anesthesia. Rectangular shaped mucosa was removed from anterior and posteror vaginal wall of all patients. The denude areas were sutured onto each other leaving grooves on lateral parts of vagina(Le Fort Colpoclesis). Also TOT operation was performed for each patient. No complication was encountered peri/postoperatively. Urinary catheters were removed on the first postoperative day and residual urine amounts were measured. Residual urine amount was less than 100 mls for each patient. Neither of our patients had postoprative complications and they were all discharged from the hospital on the second postoperative day. All our patients underwent repeat gynecologic examination and none of them had stress incontinance. Conclusion: Colpocleisis is a safe and efficient way of correcting POP in advanced age patients with no sexual life. The procedure has low postoperative mortality and morbidity. In the presence of SUI TOT is a safe,efficient and reliable procedure to be combined with Le Fort in a selected population of patients Daha fazlası Daha az

Laparoskopik Doku Çıkarma Teknikleri

Yıldırım, Gazi | Eroğlu, Mustafa | Bostancı, M. Sühha | Kızılkale, Özge | Bakacak, Murat | Attar, Rukset | Fıçıcıoğlu, Cem

Article | 2013 | Zeynep Kamil Tıp Bülteni44 ( 3 ) , pp.140 - 145

Amaç: Laparoskopik olarak yapılabilen operasyonların çeşitliliği arttıkça yeni yeni sorunlar ortaya çıkmaktadır. Operasyonda alınan dokuların batın dışına küçük portlardan çıkarılması önemli bir sorun haline gelebilir. Uygun teknikleri uygun hastalara uygulayarak bu sorunu ortadan kaldırmak mümkündür. Burada bu tekniklerin hepsinden bahsedilecektir. Aim: Increasing the variety of laparoscopic operations arise new challenges. Removal of tissues out of the small ports from the abdomen may become a major problem. By applying appropriate techniques on the eligible patients are able to eliminate these problems. Here, all of these techniq . . .ues will be discussed Daha fazlası Daha az

-Postmenapozal Nadir Görülen Bir Over Tümörü: Endometrioid Kistadenofibrom (Olgu Sunumu)

Bakacak, Murat | Kızılkale, Özge | Attar, Rukset | Yıldırım, Gazi | Bostancı, M. Sühha | Bağlam, Elif | Fıçıcıoğlu, Cem

Article | 2013 | Zeynep Kamil Tıp Bülteni44 ( 4 ) , pp.211 - 213

53 yaşında postmenapozal hastada tespit edilen sol overde kitle nedeniyle yapılan total abdominal histerektomi ve bilateral salpingoooferektomi sonrasında yapılan patolojik incelemede saptanan overin endometrioid adenofibromu olgusu sunulmuştur. 53-year-old postmenopausal patient underwent total abdominal hysterectomy and bilateral salpingo-oophorectomy because of a mass in the left ovary. Bilateral ovarian endometrioid adenofibroma was detected in the pathological examination was presented in this case report.

Endometriyozisin Etyopatogenezi

Attar, Rukset | Eroğlu, Mustafa | Bakacak, Murat | Yıldırım, Gazi | Bostancı, M. Sühha | Kızılkale, Özge | Fıçıcıoğlu, Cem

Article | 2013 | Zeynep Kamil Tıp Bülteni44 ( 3 ) , pp.127 - 139

Amaç: Endometriyozis sık görülen, kişinin hayat kalitesini bozan, dismenore, pelvik ağrı ve infertilite ilgili benign bir jinekolojik bozukluktur. Bu derlememizde endometriyozisin etyopatogeneziyle ilgili teorileri tartıştık. Materyal Metod: Endometriyozisin etyopatogeneziyle ilgili MEDLINE/PUBMED veritabanında yer alan İngilizce makaleleri inceledik. Bulgular: Hastalığın etyopatogenezi ile ilgili bir çok teori öne sürülmüştür. Bunların başlıcaları Sampsonun retrograt menstruasyon, çölomik metaplazi/indüksiyon, embriyonik kalıntı, immunolojik ve lenfovasküler metastaz teorileri ile genetik ve çevresel faktörlerdir. Son yıllarda kök . . .hücrelerin endometriyozisin gelişiminde rol oynayabileceği bildirilmiştir. Sonuçlar: Endometriyozisin etiyopatogeneziyle ilgili bir çok araştırma yapılmasına rağmen hala kesin veriler elde edilmemiştir. Muhtemelen her bir faktör ayrı oranlarda hastalığın gelişimine katkıda bulunmaktadır. Aim: Endometriosis is a benign gynecologic disorder which affects life quality and is associated with dismenorrhea, pelvic pain and infertility. In this review we discussed the teories about the etiopathogenesis of endometriosis. Material and Method(s): IWe reviewed the English-language articles about the etiopathogenesis of endometriosis in the MEDLINE/PUBMED database Results: Many teories have been put forth about the etiopathogenesis of endometriosis. Mainly; Sampsons retrograde menstruation, coelomic metaplasia /induction, embryonic remnant, immunologic and lenfovasculer metastasis theories and genetic and environmental factors. Recently, it was stated that stem cells might play role in the development of endometriosis. Conclusion: Although many studies have been carried out on the etiopathogenesis of endometriosis, conclusive data have not been obtained yet. Probably, all the factors contribute to the development of the disease with different degrees Daha fazlası Daha az

Servikal İntraepitelyal Neoplazi Tip II (CIN II) Tanısı Sonrası 10. Yılda Ortaya Çıkan Vulvar İntraepitelyal Neoplazi Tip II (VIN II) : Olgu Sunumu

Bostancı, M. Sühha | Eroğlu, Mustafa | Attar, Rukset | Kızılkale, Özge | Bakacak, Murat | Yıldırım, Gazi | Fıçıcıoğlu, Cem

Article | 2013 | Zeynep Kamil Tıp Bülteni44 ( 4 ) , pp.197 - 199

Vulvanın intraepitelyal neoplazileri (VIN) çoğunlukla vulvanın invaziv kanserinin öncül lezyonları olarak kabul edilmektedir. İnsan siğil virüsleri (HPV) kadın alt genital sisteminin prekanseröz lezyonları ile yakın ilişkilidir. HPV virüsleriyle enfekte olan hastalarda küratif tedavi yapılsa dahi, genital sistemin başka bir kısmında tekrar prekanseröz lezyonlar gelişebilir. Bizler de HPV tip 16 () CIN II nedeniyle total abdominal histerektomi olan bir hastada 10 yıl sonra genital kaşıntı şikayeti ile ortaya çıkan VIN II olgusunu bildirmekteyiz. Vulvar intraepitelial neoplasias (VIN) are usualy considered as precancerous lesions. Hum . . .an Papilloma Viruses (HPV) have closed relation with womens genitalia precancerous lesions. New precancerous lesions from adjacent tissues may appear even after curative therapy for HPV leisons. We present a VIN II case that she had hysterectomy 10 years ago for cervical intraepitelial neoplasia type II originated from HPV 16 infections Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms