- Eklemek veya çıkarmak istediğiniz kriterleriniz için 'Dahil' / 'Hariç' seçeneğini kullanabilirsiniz. Sorgu satırları birbirine 'VE' bağlacı ile bağlıdır. - İptal tuşuna basarak normal aramaya dönebilirsiniz.
Safevî Devleti’nin tarihi incelendiğinde önemli bir dönüm noktası olarak görülen Şâh I. Abbâs döneminde (1587-1629) kurumların merkezîleştiği ve Avrupalı devletlerle temasının arttığı bir dönem olarak iz bırakmıştır. Şâh Tahmasb dönemi itibarıyla İsnâaşeriyye Şiîliği’ni halka tanıtmak amacıyla ülkeye gelmeye başlayan Cebel-i ‘Âmil âlimleri, Şâh I. Abbâs döneminde ise düzenli bir göç hareketi haline geldi. Yaşanan siyasî gelişmeler ile birlikte devletin kurulduğu ilk zamanlardan itibaren resmî kademelerde görev yapan Kızılbaşların yetkilerini ellerinden alan Şâh I. Abbâs, onların yerine Cebel-i ...Daha fazlası
1699 Karlofça Antlaşması sonrası Osmanlılar, erken XVIII. yüzyıla kaybedilen toprakları geri alma politikası takip etmişti. Bu politika gereği 1711 yılında Azak kalesini Ruslardan ve 1714 yılında Mora yarımadasını da Venedik’ten geri almıştı. 1736 senesine gelindiğinde Ruslar, Karadeniz’in kuzeyine hâkim olabilmek için Azak kalesini ele geçirip Kırım Hanlığı’nı ilhak etme politikası takip ettiler. Osmanlılar ile Ruslar arasında cereyan eden bu savaşta Kırım Hanlığı tarihinde ilk kez yabancı güçler tarafından istilaya maruz kalmıştı. 1736 senesinde Ruslar adına Mareşal Münih, Kırım’ı istila ede ...Daha fazlası
Kıbrıs, verimli iklimi ve coğrafi konumu nedeniyle M.Ö. 10 bin yılına kadar geriye giden bir tarihe sahip olup bu stratejik değerini ilerleyen yıllarda artırarak sürdürmüştür. Tarihsel süreç içerisinde özellikle bölgede hakimiyetini pekiştirmek ve ticaret yollarının güvenliğini sağlamak isteyen devletler, sahip olduğu stratejik konumu itibariyle Kıbrıs’ı daima kontrol altında tutmak istemiştir. Bir taraftan Kıbrıs, devletlerin egemenlik mücadelesi verdiği bir bölge olurken diğer taraftan araştırmacılar içinde önemli bir araştırma alanı olmuştur. Bu çalışmalarda, siyasi, sosyal, ekonomik, coğra ...Daha fazlası
Orta Çağ’ın başında, V. ve VIII. yüzyıllar arasında Soğdluların doğuya doğru olan göçü, Orta Asya kara kütlesinde gerçekleşen kültürel etkileşimlerin tarihinde önemli bir unsurdur. Yedisu, Otrar ve diğer birçok yerleşim yerinde ve özellikle Tang’ın başkenti Chang, Luoyang ve Dunhuang kentlerinde Soğd nüfusu iki katına çıkmıştı. Soğdlular, Orta Asya platolarındaki ticaret ağlarını deruhte eden tüccarlar olarak tanınıyordu. Bu durum Soğdluların ticari imparatorluklarından söz etme imkânı sağladı. Ancak ticaretin ötesinde, Soğdlular genel olarak bölgede kültür taşıyıcılığı rolünü üstlenmişlerdi. ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.