Filtreler
Filtreler
Bulunan: 46 Adet 0.001 sn
Koleksiyon [5]
Tam Metin [1]
Yazar [20]
Yayın Türü [2]
Konu Başlıkları [20]
Yayın Tarihi [11]
Dergi Adı [20]
Dil [2]
Yazar Departmanı [1]
Turizm Sektöründe Yöneticinin Cezbedilmesi ve Elde Tutulmasında Yan Hak ve Hizmetlerin Etkisi: Yönetim Düzeyleriyle Etkisinin Ar

Aldatmaz, İpek | Aykaç, Cansu | Dicle, Ülkü

Article | 2016 | Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi38 ( 2 ) , pp.21 - 44

Yöneticinin cezbedilmesi ve elde tutulması hizmet sektöründe faaliyet gösteren birçok şirketin başarısı ve performansı için büyük önem taşımaktadır. Şirketlerin uzun vadeli başarı elde etmesi ise yöneticinin cezbedilmesi, motivasyonu ve elde tutulmasına yönelik etkin yan hak hizmet stratejilerinin belirlenmesi ve çekirdek yöneticilerin devamlılığının sağlanması ile doğrudan ilişkili hale gelmiştir. Turizm ve otelcilik sektöründe artan dinamizme bağlı olarak çalışan bağlılığı ve elde tutulması yönünde yapılan çalışmaların alanı genişlemiş ve bu konuya verilen önem değer kazanmıştır. Türk ekonomisinin can damarını oluşturan turizmcili . . .k alanında gelişimin artmasıyla birlikte bu alanda insan kaynakları uygulamaları ivme kazanmış ve bu doğrultuda iş tatmini sağlayan uygulamalara fazlasıyla yer verilmeye başlanmıştır. Bu çalışma, Herzberg'in hijyen faktörlerini dikkate alarak, Türkiye'deki otel işletmelerinde yan hak hizmetlerinin yöneticinin cezbedilmesi ve elde tutulması üzerindeki etkisini belirlemeyi ve analiz etmeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın kapsamı üç farklı yönetici seviyesinde - üst düzey yönetici, orta düzey yönetici ve bölüm şefi olarak belirlenmiştir. Araştırma sonuçları yan hak hizmetleri ile yöneticinin cezbedilmesi arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya koyarken, yan hak hizmetleri ile yöneticinin elde tutulması arasında herhangi bir ilişki olmadığını göstermiştir Manager engagement and retention are vital to the success and organizational performance of many service sector organisations. Maintaining manager retention is a major challenge that many hotel enterprises face today. It is critical that organizations give greater importance to manager engagement, motivation and retention and therefore establish an efficient benefits and services strategy for retaining these core managers for the persistence and achievement of the organization. Employee motivation and retention have gained even more significance as a result of the heightened dynamism in hotel business within the tourism sector. As the focal point of Turkish economy, recent developments in the tourism and hotel enterprises have caused organizations to accelerate their human resources activities and accordingly more attention has been given to the employee satisfaction practices in this industry. This study, in contrary, aims to identify and study the effect of benefits and services on manager engagement and retention in hotel organizations in Turkey. The study was conducted among three different levels of hotel management, namely, top level, middle level and operational level managers. The results of the study show that while there is a positive and significant relationship between Benefits and Services and Management Engagement, there is no relationship between Benefits and Services and Management Retentio Daha fazlası Daha az

Foreign direct invesment and socioeconomic conditions the case of Turkey

Ökten, N Zeynep | Arslan, Ünal

Other | 2013 | Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi0 ( 11 ) , pp.75 - 88

Yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı, sağlık ve eğitim seviyesi bir toplumun yaşam kalitesini gösteren sosyal göstergelerdir. Sosyal gelişmenin yaşanması için ekonomik gelişme yeterli olmamaktadır ve ülke kalkınması için yapılan analizlerde sosyal göstergelerin olmaması analizi yetersiz kılmakta ve gerçeklikten uzaklaştırmaktadır. Doğrudan yabancı yatırımın(DYY) ülke ekonomisi üzerindeki etkilerini ekonomik parametreler kullanarak inceleyen çalışmalar hızla artarken sosyal parametreleri kullanarak sosyal gelişim ile DYY arasındaki ilişkinin irdelenmesi ihmal edilmiştir. Bu çalışma ile bu alandaki açığa ilişkin olarak Türkiyeye ilişki . . .n ekonomik parametrelerin yanı sıra sosyal parametrelerde kullanılarak DYY ın sosyoekonomik üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmanın sonucu, yabancı doğrudan yatırım ve sosyoekonomik koşullar arasında eşbütünleşik bir vektörün varlığını göstermetedir. Bu durum iki değişken arasında uzun dönemli bir denge ilişklisinin bulunduğunu belirtmektedir. Hata düzeltme modeli ise kısa dönemde DYY ve sosyo ekonomik koşullar arasında bir ilişkinin varlığına işaret etmektedir. Aynı zamanda sosyoekonomik koşullar da DYY üzerinde istatistiksel açıdan anlamlı ve pozitif bir etkiye sahiptir. Economic development is not enough to improve social development. Social indicators, such as poverty, unemployment, income distribution, health and education are the key elements which show the quality of the life in society. An analysis of country development that does not include social parameters is insufficient and unrealistic. Foreign direct investment (FDI) and its impact on the economy is one of the most studied issues during the past few decades but there is still an untouched area in the literature concerning the relationship between socioeconomic conditions and FDI. With this paper, we investigate the social parameters as well as economic parameters for testing the relationship between FDI and socioeconomic conditions, using Turkish data. The results show that there is a cointegrating vector between FDI and socioeconomic conditions. This indicates that there is long run equilibrium relation between the two variables. The error correction model indicates that in the short-run there is causality between socioeconomic condition and FDI. Socioeconomic conditions have a positive and significant effect on FDI Daha fazlası Daha az

Risk Toplumunda Seçimler

İpek, Işıl Zeynep Turkan

Article | 2018 | Sosyoekonomi26 ( 36 ) , pp.65 - 79

Yerel ve küresel ölçekteki güncel siyasal ve toplumsal gelişmelere bakıldığında, yeni siyasi hareketlerin ve düşünce kalıplarının ön plana çıktığı görülmektedir. Kimi kavramların ötesine geçildiği bu dönemde, risk toplumu kavramının da güncelliğini koruduğunu ve sınırlarını genişlettiğini gözlemlemekteyiz. Küresel gelişmelerin yerel değişimleri tetiklediği diğer yandan da ülkelerin giderek içine kapandığı ve muhafazakârlaştığı bu dönemde, seçime katılan liderlerin söylemlerinde ve oy verme davranışlarında da değişimler görüldüğü tespit edilmektedir. Bu makale, 2015-2016 itibarıyla Avrupa’da gerçekleşen terör saldırılarından başlayar . . .ak, İngiltere’nin AB referandumu ve Amerikan başkanlık seçimi sonuçlarına değinerek, risk toplumunun gelişimini, aşırı sağ siyasi eğilimlerin ve liderlerin güç kazanmasını gerçek-sonrası (post-truth) ve popülizm kavramları ile değerlendirmeyi hedeflemektedir New political movements and ideological patterns become more and more frequent regarding to the contemporary political and social transformations on local and global contexts. Referring mostly to the post concepts, we can observe the actuality and development of risk society in global level. On one hand, global developments have a considerable impact on local changes and on the other hand, countries become more and more introverted and conservative that influences the transformation of the leader’s discourse and electoral behavior. This article aims to analyze the development of risk society, extreme right political tendencies and political volatility in international politics starting with terrorist attacks in Europe until 2015-2016; Brexit decision of England; presidential election results in United-States. Our analysis will be based on the following concepts of risk society, post-truth and populism Daha fazlası Daha az

TÜRKİYE’DE EKONOMİK KRİZLERİN FİNANSAL DEĞİŞKENLERLE TAHMİNİ ÜZERİNE BİR DENEME

Uslu, Çağrı Levent

Article | 2017 | Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi31 ( 5 ) , pp.1181 - 1199

Ekonomik kriz modern ekonomilerde belirli aralıklarla tekrarlayan, kimi ekonomistlere göre kaçınılmaz, kimilerine göre de doğru teşhis ve tedavi sonucu engellenebilecek bir mevhumdur. Bu çalışmada Türkiye'nin yakın dönemde yaşadığı iki krizin, 2001 ve 2008, öncü göstergeler yöntemi ile tahmini yapılmıştır. Kullanılan veri seti 1996:01 ile 2016:01 dönemlerini kapsamayan aylık verilerdir. Tahminde, öncü göstergeler literatüründe ekseriyetle kullanılan lojit model kullanılmıştır. Yapılan analizin sonucunda, hem Türkiye'nin farklı dönemlerini hem de farklı ülkeleri inceleyen çalışmalardan farklı sonuçlar bulunmuştur. Bu sonucun nedenler . . .i irdelendiğinde, kullanılan değişkenlerin ve modelin sabit kur sistemi altındaki ekonomilerde daha doğru sonuçlar doğurduğu ve incelenen iki krizden yalnızca birinin (2001) parasal kriz tanımına tam olarak uyduğu gerçeği görülmektedir. Açıklanan değişken olarak kullanılan Kur Baskı İndeksi (KBİ) veri setinde yer alan 241 gözlemden sadece 7'sinde kriz tespit edebilmiş ve bu durum modelin açıklama gücünde kayda değer bir azalmaya neden olmuştur Economic crisis is self-repeating phenomenon in modern economies. For some authors, economic crisis are inevitable and for others it may be prevented by correct detection of the problem and implementing correct policies. In this study, recent crisis that Turkey faced (2001 and 2008) are analyzed by employing leading indicators literature. The dataset employed in this study covers monthly data for the period between 1996:01 and 2016:01. Following the general trend in leading indicators literature, a logistic model is employed in the study. The results of the study are in an un-similar fashion compared to those of other studies conducted either for different periods for Turkey, or for some other countries. This may be due to the fact that, the dataset and methodology employed in this study is more suitable for the countries under fixed currency regime, and that only one crisis under investigation (2001) truly corresponds to the definition of financial crisis. The explained variable, Exchange Rate Pressure Index could detect 7 crisis periods out of a total 241 observations, and this damaged the explanatory power of the regression significantl Daha fazlası Daha az

Türkiye’de İl Bazında Milli Geliş Eşitsizliği ve İller Arası Coğrafi Otokorelasyon: 1992-2013

Uslu, Çağrı Levent

Article | 2017 | Sosyoekonomi25 ( 34 ) , pp.197 - 212

Bu çalışmanın amacı il bazında gelir eşitsizli ve iller arasında mekânsal otokorelasyonu, zengin ve fakir illerin dağılımının tesadüfi ya da bir şablon takip edip etmediğini incelemektir. Gini sonuçları incelenen dönem boyunca artış göstermektedir ki bu da gelir eşitsizliğinin artığına işarettir. Gini ile illerin nüfuslarının da dikkate alındığı Ağırlıklı Gini sonuçları kıyaslandığında gelir eşitsizliğinin daha da arttığı görülmektedir. Mekânsal otokorelasyon sonuçları iller arasında kayda değer seviyede otokorelasyon olduğunu ortaya koymaktadır. Fakir (zengin) iller çoğunluklar diğer fakir (zengin) iller ile çevrelenmiştir. Bir diğ . . .er önemli sonuç ise, batılı zengin iller ile doğudaki fakir iller arasında çizilebilecek farazi bir sınırın olduğu ve bu sınırın zaman içerisinde daha batıya kaydığıdır. Bu durum ülkedeki zenginliğin zaman içerisinde battı illerinde konsantre olduğu şeklinde yorumlanabilir. The aim of this paper is to investigate provincial income inequality, the degree of spatial autocorrelation between provinces in Turkey and to determine whether low and high income provinces are randomly distributed or not. Gini Results indicate that coefficients are increasing throughout the period, and regional income inequality is increasing over time. The difference between the Weighted and Unweighted Gini coefficients reveals that the level of inequality further increases when population shares of provinces are taken into consideration. Spatial autocorrelation results indicate that there is a strong spatial autocorrelation between provinces. Low (high) income provinces are mostly surrounded by low (high) income provinces. Results also indicate a tentative border between the high income west and poor income east provinces. This border moves even further west throughout the period under question. This fact may be interpreted as further concentration of richness at the western province Daha fazlası Daha az

ENDÜSTRİ 4.0’IN GETİRDİĞİ DEVRİMSEL DEĞİŞİMLER IŞIĞINDA MUHASEBE SİSTEMLERİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

Ergüden, Engin | Kaya, Can Tansel | Tanyer, Begüm | Türkyılmaz, Mete

Article | 2018 | Muhasebe ve Denetime Bakış0 ( 54 ) , pp.139 - 148

Endüstri 4.0, işletmelerin tüm fonksiyonlarını köklü olarak değiştirecek devrim niteliği taşıyan bir dönüşümolarak karşımıza çıkmaktadır. Hali hazırda, üretim yönetimi alanında yapılan araştırmalar; verimlilikte yapılacakküçük artışların bile üretim maliyetlerini ve dolayısıyla karlılığı etkilediğini göstermiştir. Bu dönüşümü hayatageçirmede özellikle muhasebe sistemlerinin ancak doğru tayin edilen stratejiler ışığında yeniden şekillendirilmesibeklenen başarıyı mümkün kılacaktır. Bu bağlamda muhasebe çalışanlarının muhasebe bilgisine ek olarak robotiksistem bilgisi, yazılım geliştirme ve enformatik bilgisi, üretim sistemleri ile ilg . . .ili entegrasyon bilgisi ve projeyönetim becerileri gibi birçok farklı ve yeni alanda yetkinlikler kazanması şart halini almıştır. Bu çalışmanınamacı, gerçek bir vakadan da faydalanarak, bu kökten değişime ayak uydurmada muhasebe fonksiyonu vedolayısıyla da muhasebe profesyonellerine düşen yeni yetkinliklerini şekillendirmede akademik çevreler ve özelsektöre düşen vazifeleri vurgulamaktır Industry 4.0 appears to be revolutionary transformation, which will have a significant impact on all functions ofbusinesses. Research conducted on production and operations have shown that even little productivity advance-ment crafted will affect the cost of production and therefore profit numbers. However, only the correctly devisedstrategies in accounting systems will enable this transformation to succeed. Thus, accounting professionals shouldbe equipped with additional technical knowledge in areas such as robotics systems, software and informatics, in-tegration of production systems, and project management in addition to their accounting expertise. The aim ofthis paper, in the light of a real case, is to pinpoint what responsibilities academia and the private sector have inorder to shape the needs of the accounting function and therefore of professionals which is the sole must forcompleting this transformation Daha fazlası Daha az

INTERNATIONAL MIGRATION: THE FORMATION OF THE IMAGE OF TURKEY AND TURKS IN THE USA

Görgün, Melih

Article | 2018 | Turkish Studies (Elektronik)13 ( 22 ) , pp.239 - 250

The individuals choose to migrate in order to find better livingconditions and life standards. Migration processes may be inevitable,voluntary, permanent, or temporary. The individuals may be considereddifferent in the location, to which they have migrated. The perception ofthe citizens in the target country is an important dynamic constitutingmigrants’ image in the country, in which they emmigrated.Another important aspect is how the migrants perceive their newlives. The image of migrants in the receiving country is closely relatedwith their culture, educational status, knowledge, skills, and many othercharacteristics. There are al . . .so different perspectives in the nature ofmigration. In other words, migration movements are highly related withdifferent disciplines as economy, culture, security, society and so on. Inother words, especially in the perspective of international migrationmovements, different cultures and structures meet in the samegeography.In the international relations, the internal dynamics of the term“image” include different ingredients as the relationship and the tensionbetween the states, treaties, politically or economically historicalbackgrounds, the quality of the migrants in the terms of education,knowledge, skills etc. and the perception of both citizens about differentcultures.In the present study, the image of Turkey and Turks in the USA willbe analyzed and how the individuals, who have migrated from Turkey to the USA, have created their image in their new environments will bediscussed from a historical aspect. Bireylerin göç hareketlerinin en önemli sebeplerinden biri, şüphesizdaha kaliteli bir yaşam sürdürebilme isteğidir. Göç hareketleri çeşitlişekillerde gerçekleşebilir. Ulus içi, uluslararası, kısa süreli, uzun süreli,kalıcı, geçici, mevsimlik gibi birçok alt kategori, göç hareketlerinindoğasını anlamakta bizlere yardımcı olabilir. Bireylerin göç ettiklericoğrafyadaki toplum ve bu toplumun algısı, göçmenlerin bu coğrafyadaoluşturacakları imaj ile yakından ilgilidir.Bu imaj aynı zamanda göç eden bireylerin o zamana kadar yaşadığıhayat, değerleri, gelenekleri, kültürleri, bilgileri, eğitim seviyeleri ile deyakından ilgilidir. Özellikle uluslararası göç hareketleri, ekonomi,toplum, güvenlik, sağlık ve toplum gibi farklı disiplinlerle de ilişki halindeolduğundan konunun içeriği biraz daha karmaşık görülebilir. Bir başkasöylemle, uluslararası göç hareketleri, farklı toplumları, farklı kültürlerive farklı dünya görüşlerini aynı coğrafyada birleştiren bir yapıdaolmaktadırlar.Uluslararası ilişkiler perspektifinden ele alındığında, “imaj”kavramı birçok farklı dinamiği de içinde barındırır. Ülkeler arası ilişkiler,gerilimler, antlaşmalar, ekonomik ya da siyasi açıdan tarihsel altyapı, göçeden bireylerin eğitim kalitesi, bilgi ya da yetenek seviyeleri ve şüphesizher iki ülkeye mensup bireylerin algı seviyeleri bu dinamiklerden sadecebazılarıdır.Bu çalışmada Türkiye’den Amerika’ye göç etmiş bireylerin, zamaniçerisinde oluşturduğu imajın nasıl şekillendiği ve hangi dinamiklerdenetkilendiği, tarihsel perspektifte incelenecektir Daha fazlası Daha az

Entrepreneurial Activities in Turkey: An International Comparison Using GEM Data*

Karadeniz, Esra | Özdemir, Özlem Yılmaz

Article | 2009 | Bogazici Journal: Review of Social, Economic and Administrative Studies23 ( 1-2 ) , pp.19 - 36

Bu çalışmanın amacı Türkiye'deki girişimcilik faaliyetlerini açıklamak ve Türkiye'nin girişimcilik bakımından uluslararası yerini belirlemektir. Veriler, Global Girişimcilik İzleme (GEM) projesinde kullanılan standart anket aracılığıyla toplanmıştır. Sonuçlar, Türkiye ekonomisinde kadınların ve gençlerin girişimcilik faaliyetlerine katılım oranlarının ve girişimciliğin dinamizm seviyesinin düşük olduğunu göstermektedir. Bunun yanında, bazı gelişmekte ve gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında, Türkiye'deki girişimcilerin finansal destek yokluğu, teknoloji ve vergi destekleri konusunda bilgi veren uygun devlet politikalarının olmayışı ve . . .eksik fikri mülkiyet haklarının varlığı gibi sorunlarla karşılaştığı ortaya çıkmaktadır. The purpose of this study is to explore the entrepreneurial activities in Turkey and to determine Turkey's entrepreneurial position globally. Data is collected through the standard survey of the Global Entrepreneurship Monitor (GEM) project. The results indicate a low participation rate of women and young individuals in the entrepreneurial activities and a low level of entrepreneurial dynamism in the Turkish economy. Furthermore, lack of financial support, inadequate government policies providing knowledge about technology and tax incentives, and insufficient intellectual property rights are found to be some of the important obstacles encountered by entrepreneurs in Turkey compared to those in some developing and developed countries Daha fazlası Daha az

Endüstriyel faktörler, benzersiz kaynaklar ve performans ilişkisi: İmalat ve hizmet sektörü işletmeleri üzerine bir araştırma

Kamaşak, Rıfat | Yozgat, Uğur

Article | 2013 | Akdeniz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi13 ( 27 ) , pp.114 - 136

Bu araştırmada işletmeler arası performans farklılıklarının açıklanmasında işletmeye ait benzersiz kaynak ve yetenekler ile içerisinde faaliyette bulunulan sektöre ait endüstri faktörlerinin karlılık ve pazar performansı üzerinde sağladığı nispi katkı incelenmiştir. 115’i imalat, 71’i ise hizmet sektöründe faaliyet gösteren 186 firma üzerinde işletme temelli kaynaklar ile endüstri faktörlerinin performans üzerindeki etkisini belirlemeyi amaçlayan bir ölçek kullanılarak gerçekleştirilen araştırma sonunda, işletme temelli kaynakların gerek karlılık gerekse pazar performansının açıklanmasında endüstriyel faktörlere oranla belirgin dere . . .cede daha fazla katkı sağladığı bulunmuştur. Ayrıca, işletme temelli benzersiz kaynak ve yetenekler ile endüstriyel faktörlerin performansa etkilerinin imalat ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerde ayrı ayrı incelenmesi sonrasında, benzersiz kaynak ve yeteneklerin hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin karlılık ve pazar payı performansının açıklanmasında imalat sektöründe faaliyet gösteren işletmelere oranla daha fazla açıklayıcılığa sahip olduğu görülmüştür. The aim of this study was to investigate the relative effects of structural characteristics of industries and unique firm-level factors on profitability and market performance differences among Turkish firms. A total of 186 firms, 115 from manufacturing and 71 from services industries were analyzed through a questionnaire aiming to measure the relative impact of industry and firm effects on firm performance and the findings revealed that firm- level resources had a greater effect in explaining performance variation than industry structure in the Turkish business context. Moreover, having analyzed the relative impact of industry and firm effects on overall performance based on sales turnover, market share and profitability measures in manufacturing and services firms separately, unique firm-level resources were found to be much more important in explaining performance variation in service firms than in manufacturing firms Daha fazlası Daha az

IN THE CONTEXT OF TOURISM MARKETING G20 COUNTRIES’ INSTAGRAM ACTIVITIES

Özarslan, Kübra | Alpaslan, Bahtiyar Ahu

Article | 2018 | Turkish Studies (Elektronik)13 ( 29 ) , pp.95 - 106

Today, social media is used as an effective tool in many aspectssuch as tourism marketing, destination marketing, country branding,country image creation etc. and virtual cultural contents associated withcountries are produced through these platforms. In this study, whetherthe Instagram, which is today a quite popular social media platforms inpromoting Turkey as an important world tourism destination, was usedas an effective tool or not was investigated. To find answer to thisquestion, the performance of Turkey's official tourism website inInstagram platforms was compared with the performance of officialtourism pages of other leadin . . .g countries of the world. Thus, it was triedto determine the place of Turkey in the World rankings. In the research,the Instagram performances of forty three countries- the members of theEU and G20- (Austria, Belgium, Bulgaria, Czech Republic, Denmark,Estonia, Finland, France, Cyprus, Croatia, Netherlands, Ireland, Spain,Sweden, Italy, Latvia, Lithuania, Luxembourg, Hungary, Malta, Poland,Portugal, Romania, Slovakia, Slovenia, Greece, United States, Argentina,Australia, Brazil, China, Indonesia, South Africa, South Korea, India,Japan, Canada, Mexico, Saudi Arabia, Russia, Turkey) were examined.The Instagram performance in this study was the number of posts thatwere shared through Instagram and called virtual cultural content.According to the result of the research, Turkey takes its place in thesecond rank in the sampling of the countries, which share the contentsvia Instagram. It is observed that Australia, which is the first in ranking,created twice as much visual cultural content compared with Turkey. Günümüzde sosyal medya, pazarlama iletişimi staretjileridoğrultusunda turizm pazarlaması, destinasyon pazarlaması, ülkemarkalaşması, ülke imajı oluşturma vs. gibi pek çok konuda etkin biraraç olarak kullanılmakta ve bu platformlar aracılığıyla sanal kültüreliçerikler üretilmektedir. Bu çalışmada, dünyadaki önemli bir turizmdestinasyonu olarak Türkiye’nin tanıtımında günümüzde oldukçapopüler bir sosyal medya platformu olan Instagram’ın etkili bir araçolarak kullanıp kullanılmadığı sorusuna yanıt aranmıştır. Bu sorununcevaplanabilmesi için Türkiye’nin Instagram platformunda yer alan resmiturizm sayfasının etkinliği ve dünyanın diğer önde gelen ülkelerinin resmiturizm sayfalarının etkinliği kantitatif bir yöntemle incelenmiş vekarşılaştırılmıştır. Böylece Türkiye’nin dünya sıralamasındaki yerisaptanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın örneklemi, AB üyesi ve G20 üyesikırk üç ülkeden (Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, ÇekCumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, GKRY,Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İtalya, Letonya,Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Polonya, Portekiz, Romanya,Slovakya, Slovenya, Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin,Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Güney Kore,Hindistan, Japonya, Kanada, Meksika, Suudi Arabistan, Rusya, Türkiye)oluşmaktadır. Araştırmanın sonucuna göre, etkinlik sıralamasındaAvustralya birinci Türkiye ise ikinci olmuştur Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms