Filtreler
Filtreler
Bulunan: 62 Adet 0.001 sn
Koleksiyon [1]
Ambargo Durumu [1]
Tam Metin [1]
Eser Adı [20]
Yayın Tarihi [3]
Yazar Departmanı [20]
Yayın Türü [Ortam] [1]
Dil [1]
Erişim Hakkı [1]
Yayın Turu [Akademik] [1]
Ön Baskı YayınlarYeditepe Üniversitesi Kurum Koleksiyonu
Erişime Açık

Anonim şirketlerde kâr payında i̇mtiyaz

Aydın, Ayşe Güneş

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) md.331’de anonim şirketlerin, yasal düzenlemelere aykırı olmamak kaydıyla her çeşit ekonomik amaç ve konu için kurulabileceği belirtilmiştir. Yasada yer alan düzenlemeden de anlaşılacağı üzere anonim şirketlerin nihai amacı kazanç elde etmektir. Dolayısıyla pay sahiplerinin en önemli mali hakkının “kâr payı hakkı” olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Genel kabul gören kurala göre pay sahipleri, anonim şirketin elde ettiği kazançtan pay sahiplikleri oranında yararlanacaklarsa da TTK md.478 ile kâr payına imtiyaz tanınmasının önünün açılması sayesinde bazı p ...Daha fazlası

Erişime Açık

İşveren açısından iş güvenliğine aykırılığın ceza hukukundaki yansımaları

Öğütcü Delgezenli, Özlem

İşveren, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve gelişmesi amacıyla mevzuatın, bilimin ve aklın ışığında önleyici ve koruyucu gerekli her türlü tedbiri almak, işin tekniği gereği bulunması gereken araç ve gereçleri eksiksiz bulundurmak, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını periyodik olarak denetlemek, işçilerini karşılaşabilecekleri mesleki riskler ile buna karşı alınması gerekli önlemler konusunda bilgilendirerek farkındalık oluşturmak ile her seviyede gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek suretiyle iş bilinci ve kültürünü geliştirmekle yükümlüdür. İş güvenliğin ...Daha fazlası

Erişime Açık

Sinestezi ve sanat ilişkisi

Gökçen, Gamze

Tıp biliminin 300 yıldan fazladır üzerinde durduğu sinestezi kavramı en genel haliyle renklerin sese, şekillerin tada dönüştüğü bir algıyı ifade etmektedir. Bir sanat eserinin bütünlüğünü sağlayan en önemli unsurun planlı bir kompozisyon olması gerektiği düşünüldüğünde ise sinestezik algının sanat eserinde yaratıcılığı geliştirdiği söylenebilmektedir. İyi bir sanatçının özgün eserler yaratabilmesi için hassas ve derin duyulara sahip olması gereklidir. Tarihte ismini duyurmuş, sanat sektörünü geliştirmede faydalı olmuş, birçok deha, olağandışı farklı yeteneklere sahiptir. Bahsi geçen bazı sanat ...Daha fazlası

Erişime Açık

Grafik tasarım eğitiminde bir model önerisi: Döngüsel tasarım

Özyol, Özgün Pelin

Döngüsel Ekonomi (DE) ve Tasarım kavramı, Avrupa ülkelerindeki birçok akademik eğitim kurumunda öne çıkan bir konu haline geldi. Grafik tasarımın da daha sürdürülebilir bir dünya için DE.’ye geçişin ürün ve üretim kalitesi boyutunu desteklemesi ve hizalanması gerekir. Bununla birlikte, literatürde DE kavramını lisans düzeyinde grafik tasarım müfredatına dahil etmeye yönelik bir girişime rastlanmamaktadır. Bu tez, bir güzel sanatlar fakültesinde, Döngüsel Ekonomi ve Tasarıma yönelik yapılandırılmış grafik tasarım öğretimi aktivitelerinin ilk sonuçlarını sunmaktadır. Araştırma ve tasarım eğitimi ...Daha fazlası

Erişime Açık

20. Yüzyıl Batı sanatında Dadaizm ve anti sanat yaklaşımlar

Akdeniz, Derya

“İmha da yaratmadır!” mottolu Dada hareketinin topluma, geleneklere, kapitalist yönetimlere ve alanları olan sanata karşı anarşist yıkıcılığı, sanatın yüceliği olgusunun yerini biçimsel ve kavramsal yeni açılımlara bırakmasına, “Anti Sanat” kavramının doğmasına neden olmuştur. Endüstrileşmeyle oluşan kapitalizm sonucu sömürgeciliğe paralelinde oluşan militarizme karşı Dada; halk ve proletarya haklarını gözeten sosyalizmden komünist bir çizgiye evrilen felsefeyi benimser. İçinde bulunduğu 1.Dünya savaşının sosyal, siyasal etkileriyle doğan Dada; gösterilerinde politik felsefeye yer vermesi, biç ...Daha fazlası

Erişime Açık

Post-Truth çağda figüratif resim ve heykel

Ataş, Eyüp

Hakikatin önemsizleştiği post-truth dönemde insanlık bir simülasyon çağı yaşamaktadır. Zaman ve mekân algısı değişmiş, görüntülerden oluşan sanal bir imgelem dünyası söz konusu olmuştur. Artık her şey sayılardan oluşan bir veridir. Her türlü hakikat her an değişebilir durumdadır. Bu dönemde sanal medya kullanıcıları herhangi bir alandaki yeterliliklerine bakılmaksızın ‘her şey’ olabilmektedir. Hakikatin önemsizleşmesinin temel özelliklerinden bir diğeri de yalanın hakikatin yerini almasıdır. Öznel duygu ve düşüncelerin rasyonel görüşlere tercih edildiği bu çağda sanatta payına düşeni almaktadı ...Daha fazlası

Erişime Açık

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu (TCK m. 220)

Yılmaz, Ahmet Çağrı

Suç işlemek amacıyla örgütlenme suçunun yorumlanması ve bu suçlarla mücadelenin başarılı şekilde gerçekleşebilmesi büyük önem taşımaktadır. Örgütlü suçun demokrasiler için ciddi bir tehdit olduğu kenara bırakılırsa, bu tip suç örgütleri modern dünyanın karmaşıklığını kullanıp, durumları kendi lehinde yönetme becerilerine sahiptir. Örgütlü suçun, zaman içerisindeki sürekli gelişimi hem ulusal hem de küresel olarak gözlemlenmektedir. Ulusal bağlamda kök salmaya çalışan suç örgütleri, teknolojik olarak gelişmiş ve kültürel olarak farklı yapıya sahip toplumların içerisinde süreçlerini yönetmeyi öğ ...Daha fazlası

Erişime Açık

Uluslararası hukukun yaptırım problemine özel hukuk perspektifinde alternatif çözüm: Yapay zeka

Özbilgin, Yasemin

Yapay zekâ her geçen gün hayatımızda daha önemli bir yer edinmektedir. Ancak farklı dinamiklerden beslenen hukuk alanında yapay zekâ gibi algoritma temelli bir yapının hangi aşamalarda faydalı olabileceği ve verimli sonuçlar üretebileceği hala düşünülmektedir. Uluslararası hukukta ise kural koyma, kurallara uyulmasını sağlama ve ihlal halinde yaptırım uygulama gibi yetkilerin ne şekilde dağıtılacağı uluslararası hukukun alanına giren farklı sorular olarak karşımıza çıkmakta ve bu kapsamda yapay zekanın günlük yaşamımızda eriştiği nokta da göz önüne alındığında; yapay zekanın, farklı değer yarg ...Daha fazlası

Erişime Açık

Doğu sanatının Hint, Çin ve Japon sanatları üzerinden incelenmesi ve bu sanatların modern Avrupa sanatı üzerindeki etkileri

Çelem, Ferhan

Bu tez çalışmasında, Batıda Modern Sanatın oluşum sürecinde Doğu kültürlerinin etkisi, özellikle Antik Hint, Çin ve Japon sanatları üzerinde durularak incelenmiştir. Doğu, tüm uygarlıklarını, sanat ve değerleriyle ele almak için oldukça derin ve kapsamlı bir konudur. Bu nedenle araştırma daha yakından bakılan Hint, Çin ve Japon uygarlıkları ile sınırlandırılmış; bu üç uygarlık tarihsel süreçleri içerisinde sanatlarının yanı sıra, sosyal, ekonomik, din ve inançları bakımından incelenirken, onlardan bağımsız düşünemeyeceğimiz Mısır ve İran uygarlıklarının sanatıyla Orta Asya Bozkır sanatına da d ...Daha fazlası

Erişime Açık

Tezer Özlü’nün yaşamın ucuna yolculuk ile Virginia Woolf’un Orlando eserlerinde yolculuk ve kadın

Çolak, Şeyma Ece

Bu tezde, Türk ve İngiliz Edebiyatlarında, 20. yüzyılda yaşamış iki kadın yazar olan Tezer Özlü ve Virginia Woolf’un modernizmin etkisinde ortaya çıkardıkları eserleri, akımın ve yaşadıkları dönemlerin onlarda bıraktıkları buhranları ve kendi içsel yolculukları ele alınmış ve feminist kuram çerçevesinde mukayese edilmiştir. Birbirine yapısal ve fikirsel olarak benzeyen Yaşamın Ucuna Yolculuk ve Orlando1 eserleri, yolculuk ve kadın temaları üzerinden, ortak ve farklı yönleriyle incelenecektir. Yazarların kendi hayatlarından, benliklerinden ilham alarak, kendi yolculuklarını dâhil ettikleri eser ...Daha fazlası

Erişime Açık

Birinci TBMM’de Düyun-ı Umumiye’nin varlığı ile ilgili tartışmalar

Gençal, Ahmet

Düyun-ı Umumiye İdaresi 1881 yılında kurulduktan sonra her geçen yıl Osmanlı mali sistemindeki etkisini arttırmış bir yapı olarak Cumhuriyet sonrası döneme kadar varlığını sürdürmüştür. Bu idare varlığını Milli Mücadele döneminde de sürdürmüş olmasına rağmen fiili durumu önceki dönemlerden çok farklı olmuştur. Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal Paşa’nın 18 Mart 1920 tarihindeki emriyle bu idarenin İtilaf Devletlerine borç ödemesi yapması yasaklanmış ve topladığı vergi gelirlerine el konmuştur. Bu fiili duruma rağmen Düyun-ı Umumiye İdaresi’nin varlığına pratik gerekçelerden ötürü dokunulmam ...Daha fazlası

Erişime Açık

Soğd-Türk ilişkileri (V-VIII. Yüzyıllar)

Kuzakçı, Başak

Orta Çağ’ın başında, V. ve VIII. yüzyıllar arasında Soğdluların doğuya doğru olan göçü, Orta Asya kara kütlesinde gerçekleşen kültürel etkileşimlerin tarihinde önemli bir unsurdur. Yedisu, Otrar ve diğer birçok yerleşim yerinde ve özellikle Tang’ın başkenti Chang, Luoyang ve Dunhuang kentlerinde Soğd nüfusu iki katına çıkmıştı. Soğdlular, Orta Asya platolarındaki ticaret ağlarını deruhte eden tüccarlar olarak tanınıyordu. Bu durum Soğdluların ticari imparatorluklarından söz etme imkânı sağladı. Ancak ticaretin ötesinde, Soğdlular genel olarak bölgede kültür taşıyıcılığı rolünü üstlenmişlerdi. ...Daha fazlası

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms