Yaradılıştan itibaren insan yaşamında dış dünyayla kurulan iletişimin girizgâhı yüzdür. İnsan ruhuna dair ilk izlenimler, hatıralar, sırlar ve elbette ruh yüzün görünüşleri arasında bir yere gizlenmiştir. Sanatçıların ilk evvela anatomik olarak kurcalayıp, çözmeye çalıştığı beden ve yüz sonraları artık ifadenin temsil biçiminin bir enstrümanı haline gelmiştir. Bu tezin konusu, ekspresyonist dönem tezahürü üzerinden Otoportreyi ele almaktadır. Dönemsel gelişim tarihsel aşamalar bazı başat örneklerle incelenmiştir. Ekspresyonist tavır üzerinden yüzün serüvenine genel bir değerlendirme amaçlanmış ...Daha fazlası
Kişisel verilerin korunması hakkı, veri ihlallerinin artması doğrultusunda uluslararası düzenlemeler ve hukukumuzda 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte büyük bir önem kazanmıştır. Çalışmamızda genel itibari ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Avrupa Birliği mevzuatı ve diğer uluslararası metinler çerçevesinde kişisel verilerin işlenmesi, kişisel verilerin işlenmesinde hukuka uygunluk sebepleri ve özellikle de kişisel verilerin işlenmesinde hukuka uygunluk sebeplerinden biri olan “açık rıza” kavramı ele alınmıştır. Çalışmamızda dört ...Daha fazlası
Bu tezin amacı, Fransız edebiyatının önemli yazarlarından Emile Zola’nın Meyhane romanı ile Türk edebiyatının önemli yazarlarından Samipaşazade Sezai’nin Sergüzeşt romanını toplumsal eleştiri çerçevesinde karşılaştırmalı olarak incelemektir. Bu çalışmada, öncelikli olarak eleştirinin tanımı yapılmış ve tarihsel gelişiminden bahsedilmiştir. Daha sonra eleştiri türünün Türk ve Fransız edebiyatındaki yeri ve yansımaları incelenmiştir. Bu çalışmada Meyhane ve Sergüzeşt romanları üzerinden Fransız ve Osmanlı toplumlarında kadının konumu ele alınmıştır. Emile Zola ve Samipaşazade Sezai, farklı coğra ...Daha fazlası
Orta Çağ’ın başında, V. ve VIII. yüzyıllar arasında Soğdluların doğuya doğru olan göçü, Orta Asya kara kütlesinde gerçekleşen kültürel etkileşimlerin tarihinde önemli bir unsurdur. Yedisu, Otrar ve diğer birçok yerleşim yerinde ve özellikle Tang’ın başkenti Chang, Luoyang ve Dunhuang kentlerinde Soğd nüfusu iki katına çıkmıştı. Soğdlular, Orta Asya platolarındaki ticaret ağlarını deruhte eden tüccarlar olarak tanınıyordu. Bu durum Soğdluların ticari imparatorluklarından söz etme imkânı sağladı. Ancak ticaretin ötesinde, Soğdlular genel olarak bölgede kültür taşıyıcılığı rolünü üstlenmişlerdi. ...Daha fazlası
Yapay zekâ her geçen gün hayatımızda daha önemli bir yer edinmektedir. Ancak farklı dinamiklerden beslenen hukuk alanında yapay zekâ gibi algoritma temelli bir yapının hangi aşamalarda faydalı olabileceği ve verimli sonuçlar üretebileceği hala düşünülmektedir. Uluslararası hukukta ise kural koyma, kurallara uyulmasını sağlama ve ihlal halinde yaptırım uygulama gibi yetkilerin ne şekilde dağıtılacağı uluslararası hukukun alanına giren farklı sorular olarak karşımıza çıkmakta ve bu kapsamda yapay zekanın günlük yaşamımızda eriştiği nokta da göz önüne alındığında; yapay zekanın, farklı değer yarg ...Daha fazlası
Kıbrıs, verimli iklimi ve coğrafi konumu nedeniyle M.Ö. 10 bin yılına kadar geriye giden bir tarihe sahip olup bu stratejik değerini ilerleyen yıllarda artırarak sürdürmüştür. Tarihsel süreç içerisinde özellikle bölgede hakimiyetini pekiştirmek ve ticaret yollarının güvenliğini sağlamak isteyen devletler, sahip olduğu stratejik konumu itibariyle Kıbrıs’ı daima kontrol altında tutmak istemiştir. Bir taraftan Kıbrıs, devletlerin egemenlik mücadelesi verdiği bir bölge olurken diğer taraftan araştırmacılar içinde önemli bir araştırma alanı olmuştur. Bu çalışmalarda, siyasi, sosyal, ekonomik, coğra ...Daha fazlası
Bu çalışmada Doğa-Resim ilişkisi içerisinde değişen “figür” kavramı, insan bedenine (vücut) karşılık gelen “figüratif” den söz edilmektedir. 14. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar resim sanatında karşılaştığımız insan figürünün değişim süreci örneklerle, karşılaştırmalı olarak irdelenmiştir. Tarihsel gelişimi sürecinde doğa kavramı, yaşam biçimi, düşünce sistemi ve inanışlara bağlı olarak her zaman değişken bir kavram olarak kabul edilmektedir. Buna bağlı olarak sanatta insan görünümü mağara döneminden modern toplumlara kadar her zaman sosyo-kültürel alanda yerini bulduğu görülmektedir. Resim sanatın ...Daha fazlası
Bu tez felsefi olarak bir çok filozofun üzerine tartıştığı organizma-makine karşıtlığı ve benzerliği hakkındaki araştırmalar ışığında sibernetiğin ve sibernetik sanatın aynı konuyu nasıl ele aldığını incelemektedir. Descartes ve Aristotales gibi ilk çağ düşünürlerinin makinelere birer ruh atadığı kartezyen düşüncenin zaman içersinde Immanuel Kant, Georges Cangulheim ve Gilbert Simondon gibi düşünürlerce tekrar gündeme gelmesiyle makineler ve organizma arasındaki ilişki tarihsel, sosyolojik ve ontolojik olarak tekrardan sorgulanır. Norbert Weiner’ın temellerini attığı sibernetik bu tartışmaları ...Daha fazlası
“20. Yüzyıl Sürrealizm ve Soyut Ekspresyonizm Sanat Akımlarında Otomatizmin Gelişimi” konulu tez başlığında; yirminci yüzyılda yaşanan savaşların ve sanayi devrimlerinin, insan psikolojisine olan etkileri ve bu etkilerin dışavurum süreci araştırılmaktadır. Araştırma konusunun ruh bilimsel bir özü barındırması nedeniyle psikanalist tekniklerden yararlanılarak özünde soyut olan bir kavram, eserler üzerinden somutlaştırılmıştır. Sanatçılar, psişik bir kavram olan otomatizma sayesinde bilinç altını serbest çağrışım öncülüğünde açığa çıkarmışlarıdır. Sürrealizm ve Soyut Ekspresyonizm akımına mensup ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.